6. Ceza Dairesi 2015/6721 E. , 2016/1982 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, kamu malına zarar vermek
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay 15.Ceza Dairesinin 10/09/2015 tarihli görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Sanık hakkında kamu malına zarar vermek suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Sanığın eylemine uyan, 28.06.2014 gün 29044 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı yasanın 65. maddesiyle değişik 5237 sayılı TCK"nın 152/1-a ve 31/3 maddelerindeki suçların gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre; aynı Yasa"nın 66/1-e, 66/2-4 maddelerinde öngörülen 5 yıl 4 aylık zamanaşımının, karar tarihi olan 09.11.2010 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
II-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak
1-Sanık ... hakkında, Mahkemece 29.06.2007 tarihinde verilen mahkuniyet hükmünün sanık savunmanınca temyizi üzerine Dairemizce 04.05.2010 tarihinde, “Hüküm tarihinden sonra 08.02.2008 tarih ve 26781 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunun Geçici madde; 1/1.fıkrasının yollamasıyla 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 231/5-14. madde ve fıkraları gereği sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu bulunduğu” gerekçesiyle hüküm bozulmasına karar verildiği, mahkemece 09.11.2010 tarihli celsede Dairemizin bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunduğu halde, bozma kararı doğrultusunda, suç tarihi itibariyle sabıkası bulunmayan sanık hakkında, 5728 sayılı yasanın 562.maddesiyle değişik CMK"nın 231/5-14 madde ve fıkralarının uygulama koşullarını oluşup oluşmadığının karar yerinde tartışmasız bırakılması,
2- Uygulamaya göre de, belli süre ile hapis cezasına mahkum olmak, cezanın uyarı gereksinimini ve kişinin etkin pişmanlık duymasını sağlayabildiği gibi kısa süreli hapis cezasının infaz kurumunda çektirilmesi de toplum barışı açısından bir zorunluluk göstermeyebilir; bu durumda da seçenek yaptırımlara hükmedilebilir. Seçenek yaptırımlara uyarak hareket edenin kendisi için yararı ve hukuki sonuçları vardır. Olayda mevcut seçenek yaptırımların belirlenmesinde; kişiselleştirme ve bireyi topluma kazandırma gibi olgular ile cezanın karşılığı yaptırımın infazının da dikkate alınması gerektiği muhakkaktır. Kısa süreli hapis cezalarına karşı seçenek yaptırımlarının uygulanması 5237 sayılı TCK"nın 50. maddesinde yerini bulmuştur.
Bu yasa normunun uygulanması, mahkemenin takdir yetkisindedir. Bu takdir iki hususa ilişkin bulunmaktadır. Bunlardan biri fail için seçenek yaptırıma hükmedilip hükmedilmeyeceği, diğeri de para cezasına mı yoksa güvenlik tedbirine mi hükmedileceği yönündeki takdiri kapsamaktadır.
Mahkeme bütün bu hususlarda takdir yetkisini kullanırken suçlunun kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecindeki pişmanlığı ve suç işlemesindeki özellikleri göz önünde bulunduracaktır. “Bir yerlere gitmeme ve belirli etkinlikler yapmadan yasaklanma” seçenek tedbiri seçilecekse bu durumda belli yerler ve etkinlikler sanığın suç işlemesine, suça yönelmesine ya da zararlı alışkanlıkları edinmesine veya bağımlılık yapan maddeler kullanmasına, çevresel, psikolojik, sosyal veya ekonomik etkisi bulunuyorsa; sanık veya hükümlünün, yeniden suç işlemesine yol açan bu tür yerler ve etkinliklerden ayrık tutulabileceğinin belirlenmiş olması gerekir. Dolayısıyla belli yere gitme veya etkinliğin yapılmasına ilişkin yasaklamanın,
failin suç işlemesi veya zararlı alışkanlıklar edinmesine olumsuz etkileri bulunan konulara ilişkin bulunmalı yani çevrilen seçenek tedbir işlenen suçla bağlantılı olmalıdır. Aksi halde hakim takdirinden bahsedilemez.
Hal böyle olunca; söz konusu tedbir kararının sanığı suça yönlendiren ortamdan ayrık tutacak şekilde verilmesi gerekirken, suç tarihinde gece vakti suç ortağı ... ile birlikte hareket edip, suça konu Belediye"ye ait reklam panolarının alüminyum kısımlarını söküp götürmeye çalışırken yakalanan sanık hakkında, sonuç olarak belirlenen kısa süreli hapis cezasının yaş küçüklüğü nedeniyle, “5 ay süreyle internet kafelere ve oyun salonlarına gitmekten yasaklanmasına” şeklinde tedbire çevrilmesi sırasında, internet kafeye ve oyun salonuna gitmenin sanığı nasıl bu eyleme sevk ettiği olgusunun açıklanmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazı ve tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.