18. Ceza Dairesi Esas No: 2016/4242 Karar No: 2018/1640 Karar Tarihi: 13.02.2018
Hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/4242 Esas 2018/1640 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, mahkemede Cumhuriyet Savcısı ile yaşadığı bir tartışma sırasında hakaret ettiği gerekçesiyle suçlu bulunarak mahkum edildi. Ancak temyiz isteği sonucu yapılan incelemede, olayın başlangıcının ve gelişiminin daha ayrıntılı değerlendirilmesi gerektiği belirlendi. Ayrıca, uygulanması istenilen TCK maddeleri hakkında eksiklikler tespit edildiği için karar bozuldu. Mahkeme, sanıkla müşteki arasındaki tartışma nedeniyle uygulanması gereken TCK'nın 129. maddesinin değerlendirilmediğini, TCK'nın 53/1-b maddesi iptal edildiği için uygulanamayacağını ve TCK'nın 53/1-c maddesinin de sanık üzerindeki etkisi konusunda yeterli düşünceye sahip olunmadığı sonucuna vardı. Kararda geçen TCK maddeleri, 129, 53/1-b ve 53/1-c'dir.
18. Ceza Dairesi 2016/4242 E. , 2018/1640 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hakaret HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Sanığın adli sicil kaydında yer alan ilamların en ağır olanı tekerrüre esas alınmamış ise de, karşı temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı anlaşılmış ve başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 1) Sanığın aşamalardaki “Mahkeme sırasında delillerimi dosyaya koymadıkları için Cumhuriyet Savcısı ile aramda tartışma oldu, kendisi bana kes sesini diye bağırdığı için ben de kendisine Savcı olmuşsun ama insan olamamışsın dedim.” şeklindeki savunması ile soruşturma evresinde beyanı alınan tanıkların sanıkla müşteki arasında tartışma olduğu şeklindeki beyanları karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişmesi değerlendirilerek sonucuna göre TCK’nın 129. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 2)TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkması, 3)TCK"nın 53/l-(c) maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkûm olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının düşünülmemesi, Bozmayı gerektirmiş ve sanık ...’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 13/02/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.