20. Hukuk Dairesi 2018/6516 E. , 2020/714 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili, müdahiller Orman Yönetimi ile ... vekilleri, bir kısım davalılar vekili, davalılar ... vekili ile ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar tarafından davalılar aleyhine 1970 yılında açılan elatmanın önlenmesi davasının yargılaması sırasında, 1979 yılında yörede arazi kadastro çalışmalarının başlaması ve çekişmeli taşınmazlara ... köyü 1137 ve 1042 parsel numarası verilip malik haneleri açık olarak tutanak düzenlenmesi üzerine dosya görevsizlik kararı verilerek kadastro mahkemesine aktarılmıştır. Müdahil kişiler, taşınmazları haricen satın aldıkları iddiasıyla davaya katılmışlardır.
Kadastro mahkemesince davanın kısmen kabulüne, davalılar ve dahili davalıların, çekişmeli taşınmazlardaki davacı paylarına elatmalarının önlenmesine, ... ve ... dışındaki müdahillerin davasının tespitten sonra satın alma nedeniyle reddine, 1137 parselde 280 m2 kısmın kumluk niteliğiyle tespit harici bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davalılar ..., ..., ..., ..., ..., müdahiller ..., A. ..., ..., ... tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 07.06.2011 gün ve 2011/7141-6964 E.K. sayılı ilamı ile “Mahkemece 16 ve 17. Hukuk Dairelerinin bozma kararlarına uyularak karar verilmişse de yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; dairenin 09.03.2011 günlü geri çevirme kararı üzerine dosyaya getirtilen belgelerden çekişmeli taşınmazların doğu sınırında, genel kadastro sırasında çalılık niteliğiyle tespit harici bırakılan, daha sonra yargılamanın devamı sırasında 1988 yılında seri bazda yapılan orman kadastrosunda Beşiktepe Devlet Ormanı olarak sınırlandırılan, ancak eldeki dava nedeniyle kesinleşmeyen geniş orman alanı bulunduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle iken; mahkemece, somut olayda, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi koşulları bulunduğu gözetilerek çekişmeli taşınmazların ormanla ilgisinin belilenmesi amacıyla orman ve ziraat uzmanı aracılığıyla araştırma yapılmamış, Orman Yönetimi, Hazine ve ... Belediyesi davaya dahil edilmeden karar verilmiştir.
O halde; öncelikle Orman Yönetimi, Hazine ve Belediye Başkanlığı davaya dahil edilmek suretiyle taraf teşkili sağlanarak husumet yaygınlaştırılmalı, bundan sonra yörede 1988 yılında yapılan orman kadastrosunun yargılama sırasında yapılması nedeniyle kesinleşmediği gözetilerek, Ziraat Fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir Harita-Kadastro (Jeodezi ve Fotogrametri) mühendisi ile bir yüksek orman mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, çekişmeli taşınmazları bir
arada gösteren ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları düzenlenmişse 1970"li yıllara ait orjinal renkli memleket haritası ile hava fotoğrafları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler dava konusu taşınmazlar ile çevresine uygulanıp, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar steoroskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, orman ya da 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde orman içi açıklık olup olmadığı belirlenmeli, uygulamada komşu parsel kayıtlarından da yararlanılmalı, ziraat uzmanından taşınmazın eğim durumunun bilimsel verilere dayalı olarak açıklandığı rapor alınmalı, eğimi %12"den fazla olan çalılık, fundalık niteliğindeki yerlerin 6831 sayılı Kanunun 1/j maddesinin karşıt kavramına göre orman sayılan yerlerden olduğu göz önünde bulundurulmalı, taşınmazda yargılama sırasında imar uygulaması yapılması nedeniyle imar tapuları getirtilerek imar tapularında malik olarak görünen kişiler davaya dahil edilmeli, harici satın almaya dayananlar yönünden 3402 sayılı Yasanın 13/B-b maddesinde aranan koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılmalı, taşınmazların malik hanelerinin boş olması nedeniyle de 30/2. maddesi göz önünde bulundurulmalı, taşınmazlardaki muhdesatların da kim ya da kimler tarafından yapıldığı ve kullanıldığı beyanlar hanesinde gösterilmeli, resen toplanacak deliller ve önceki 17. Hukuk Dairesinin bozma kararında değinilen hususlar da gözetilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.” gereğine değinilerek hüküm bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyulmuş, Orman Yönetimi 11.12.2014 tarihli harçlandırılmış dilekçesi ile dava konusu parsellerin orman sayılan yerlerden olması nedeniyle orman vasfıyla tescili talebi ile müdahale talebinde bulunmuş, yapılan yargılama sonunda mahkemece;
- Davacıların davalarının reddine,
- ... ili, ... ilçesi, ... köyü 1137 parsel sayılı taşınmazın kadastro bilirkişilerinin 29/09/2014 tarihli bilirkişi raporunda "1A" olarak gösterilen 77,363 m2 yüzölçümündeki , "2A" olarak gösterilen 155,919 m2 yüzölçümündeki, "3A" olarak gösterilen 17,329m2 yüzölçümündeki kısımlarının kumluk niteliği ile tespit dışı bırakılmalarına;
- ... ili, ... ilçesi, ... köyü 1137 parsel sayılı taşınmazın kadastro bilirkişilerinin 29/09/2014 tarihli bilirkişi raporunda "1B" olarak gösterilen 1.771,214 m2 yüzölçümündeki , "2B" olarak gösterilen 1.501,166 m2 yüzölçümündeki, "3B" olarak gösterilen 995,163 m2 yüzölçümündeki kısımlarının orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline,
- ... ili, ... ilçesi, ... köyü 1042 parsel sayılı taşınmazın kadastro bilirkişilerinin 29/09/2014 tarihli bilirkişi raporunda "1D" olarak gösterilen 1.155,166 m2 yüzölçümündeki , "2D" olarak gösterilen 1.531,167 m2 yüzölçümündeki, "3D" olarak gösterilen 215,318 m2 yüzölçümündeki kısımlarının orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline,
- Davacıların kadastro bilirkişilerinin 29/09/2014 tarihli bilirkişi raporunda "1E" olarak gösterilen 1.340,083 m2 yüzölçümündeki, "2E" olarak gösterilen 1.071,049 m2 yüzölçümündeki, "3E" olarak gösterilen 689,718 m2 yüzölçümündeki kısımlar hakkında açtıkları dava hakkında asliye hukuk mahkemesinin görevli olması nedeniyle mahkemenin görevsizliğine,
- ... ili, ... ilçesi, ... köyü 1040 ve 1041 parsel sayılı taşınmazların Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar vekili, müdahiller Orman Yönetimi ile ... vekilleri, bir kısım davalılar vekili, davalı ... vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, genel mahkemeden aktarılan müdahalenin önlenmesi davasıdır.
1- Davacılar vekili ile müdahil Orman Yönetimi vekilinin görevsizlik kararı verilen (1E), (2E) ve (3E) ile gösterilen kısımlara ilişkin temyiz itirazları bakımından;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve 3402 sayılı Kanunun 26. maddesine göre kadastro mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği günde başlayacağından mahkemece (1E), (2E) ve (3E) ile gösterilen kısımlara
ilişkin olarak görevsizlik kararı verilmesinde bir isabetsizlik olmadığından bu kısma ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Davacılar vekilinin 1040 ve 1041 sayılı parsellere ilişkin temyiz itirazları bakımından;
Davacıların 1040 ve 1041 parseller için herhangi bir tapu kaydına dayanmadıkları gibi bu parsellere uyan 128 numaralı tapu kaydının maliki ile ırsî veya akdi bir bağlarının olmadığı ve davacılar lehine zilyetlikle kazanma koşullarının da oluşmadığı anlaşıldığından davacılar vekilinin 1040 ve 1041 sayılı parsellere ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3- Davacılar vekili, müdahil ... vekili, bir kısım davalılar vekili, davalı ... vekili ile davalı ...’un orman vasfı ile tescile karar verilen kısma ilişkin ve müdahil Orman Yönetimi vekilinin 1040 ve 1041 sayılı parsellere ilişkin temyiz itirazları bakımından;
Mahkemece eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulmuştur. Şöyle ki; mahkemece hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda “1960 çekimli hava fotoğrafında 1137 ve 1042 sayılı parseller ve doğudan bitişik arazinin (kadastro çalışmalarında tespit harici bırakılan saha ve 1033 parsel olarak tespitli saha) kızılçam çoğunlukta olmak üzere kermes meşesi ve akçakesme ağaç ve ağaççıkları ile tam kaplı olduğu”, yargılama sırasında alınan ek raporda “1960 çekimli hava fotoğrafında görünen çekim anındaki kızılçam ağaçlarının en az 20-30 yaşlarda (daha da fazla olabilir) oldukları, dava konusu parsellerin kapsam alanlarının 1930lu ve 1940"lı yıllarda orman örtüsü ile kaplı olduğu, 1040 ve 1041 numaralı parsel sahalarının orman sayılmayan arazi olduğu” tespit edilmiştir. Dairemizce geri çevirme kararı ile alınan ek raporda ise "1953 ve 1956 yıllarına ait hava fotoğraflarının incelenmesi ile 1950"li yıllarda, dava konusu parsel sahalarının hayvanların gezip dolaşarak otlandıkları sahalar görünümünde olduğu, insan ve hayvan baskısından yok olan kızılçamların seyrelerek doğudaki tepe sırtlarına doğru çekildiği, 1137 ve 1042 sayılı parseller içinde 8 adet dejenere olmuş kızılçam ağacının kaldığı (bunların da kapalılık oluşturmadığı), diğer kısımlarının çalı ve otsu bitkilerle kaplı olduğu, 1040 ve 1041 sayılı parsel sahalarının tamamen çalı ve otsu bitkilerle kaplı olduğu" tespiti yapılarak dava konusu taşınmazların evveliyatının orman olup olmadığı ile ilgili birbiri ile çelişen raporlar düzenlenmiştir. Bu durumda, mahkemece yeterli inceleme yapıldığının kabulü mümkün değildir.
Mahkemece, taşınmazların 1945 yılından önceki durumunu tespit etmeye yarayacak, 1960 ve geri çevirme kararı ile getirtilen 1953 ve 1956 yıllarına ait hava fotoğraflarından daha eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritaları ilgili yerlerden getirtilerek önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yapılacak keşifte en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafı ile amenajman planı çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafı ve amenajman planı uzman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek
suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterilmeli, hava fotoğraflarının stereoskop aleti vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak hava fotoğrafındaki koyuluk ve memleket haritasındaki yeşilliğin nedeninin, taşınmazlar üzerindeki bitki örtüsünü oluşturan unsurların tek tek sayı olarak tarif edildiği, ağaçların cinsi, ortalama yaşı, kapalılık oranı, hakim ağaç türü, taşınmazın eylemli orman olup olmadığının, taşınmazdaki ağaçların kapalılık oluşturup oluşturmadığının ve kullanım şeklinin detaylı olarak incelendiği yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve önceki bozma kararlarında değinilen hususlar da dikkate alınarak ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Ayrıca, 3402 sayılı Kanunun 26. maddesine göre kadastro mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği günde başlayacağından, dayanak tapu kapsamında kalıp hakkında kadastro tutanağı düzenlenmeyen fen bilirkişisinin raporunda (1C), (2C) ve (3C) ile gösterilen kısımlara ilişkin olarak da görevsizlik kararı verilmesi gerekirken bu kısımlar için olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamış olması da doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ile müdahil Orman Yönetimi vekilinin görevsizlik kararı verilen (1E), (2E) ve (3E) ile gösterilen kısımlara ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA,
2) İkinci bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin 1040 ve 1041 sayılı parsellere ilişkin TEMYİZ İTİRAZLARININ REDDİNE,
3) Yukarıda üçüncü bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekili, müdahil ... vekili, bir kısım davalılar vekili, davalı ... vekili ile davalı ...’un orman vasfı ile tescile karar verilen kısma ilişkin ve müdahil Orman Yönetimi vekilinin 1040 ve 1041 sayılı parsellere ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 13/02/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.