Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Manisa 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 10.12.2009 gün ve 483- 404 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin 28.3.2011 gün ve 4234 Esas, 3239 Karar sayılı ilamı ile;
(...1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyiz itirazına gelince; dava, trafik kazası nedeniyle desteğin ölümünden dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, taraf vekillerince temyiz olunmuştur.
Dava konusu eylem nedeniyle, aracın sigorta şirketi tarafından davacıya 21.06.2002 günü 4.121.800.000 lira destekten yoksun kalma tazminatı ödenmiştir.Yerel mahkemece benimsenen 01.06.2009 günlü bilirkişi raporunda sigorta şirketi tarafından davacılara yapılan bu ödeme, herhangi bir güncelleştirme yapılmadan, indirilmiştir.
Sigorta şirketi tarafından verilen parayı tazminat hesabının yapıldığı günden önce alan davacılar, bu paranın tazminat hesabının yapıldığı güne kadar işleyen yasal faizi kadar kazanım sağlamış olacaklarından; zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin, tazminat hesabının yapıldığı güne kadar geçen süreye ilişkin getirisinin yasal faiz ölçüsünde güncelleştirilip belirlenerek, hesaplanan tazminattan indirilmesi gerekir.
Yerel mahkemece, olay nedeniyle sigorta şirketi tarafından davacılara ödemenin yapıldığı 21.06.2002 günü ile destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasına ilişkin bilirkişi raporunun düzenlendiği 01.06.2009 günü arasında geçen sürede, sigorta şirketinden alınan paranın getirisinin yasal faiz ölçüsünde güncelleştirilip belirlenmesi ve sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme ile birlikte, hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından indirilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....)
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalılar vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, trafik kazasından dolayı destekten yoksun kalındığı iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu araçla, davacının oğlunun kullandığı motosikletin çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında oğlunun öldüğünü, bu nedenle desteğinden yoksun kaldığını, manevi zarara uğradığını ileri sürerek, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, maddi ve manevi tazminat koşullarının davacı lehine oluştuğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraf vekillerinin temyizi üzerine hüküm yukarıya başlık bölümüne alınan gerekçe ile bozulmuş; Yerel Mahkemece önceki gerekçe ile direnilmiştir.
Direnme kararını temyize davalılar vekili getirmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, dava dışı sigorta şirketi tarafından davacı yana ödemenin yapıldığı 21.06.2002 günü ile destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasına ilişkin bilirkişi raporunun düzenlendiği 01.06.2009 günü arasında geçen sürede, sigorta şirketinden alınan paranın getirisinin yasal faiz ölçüsünde güncelleştirilip belirlenmesi ve sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme ile birlikte, hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından indirilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Dosya içerisindeki belgelerden, kazaya karışan aracın dava dışı sigortacısı tarafından, trafik kazası sonucu vefat eden C.... D..."nın mirasçıları olan annesi E.. ile babası davacı H.. D.."ya 21.06.2002 tarihinde 4.121.800.000 TL tazminat ödendiği anlaşılmaktadır.
Yerel Mahkemece benimsenen 01.06.2009 tarihli destekten yoksun kalma nedeni ile uğranılan maddi zararı hesaplayan bilirkişi raporu incelendiğinde, hesaplanan maddi tazminat tutarından dava dışı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı şirket tarafından ödenen bedelden davacının payına düşen 2.060,90 TL tazminatın,herhangi bir güncelleştirme yapılmadan indirilerek zarar tutarının belirlendiği görülmektedir.
Ne var ki, önceden yapılan ödemelerin, daha sonraki bir tarihte yine aynı miktarda düşülecek olması, toplumda uzlaşmaları ortadan kaldırır ve herkesin dava yolu ile borcunu ödemesi,önceden hiçbir ödeme yapılmaması sonucunu doğuracaktır.Halbuki, hukuk müessesesi borcunu herhangi bir dava açılmadan kısmen ya da tamamen ödeyenleri, pişman etme aracı olamaz.Öte yandan tazminat yükümlüsünce ödenmesi gereken para ödenmeyip, dava sonucu beklenseydi,ödenen miktarın faiz getirisinin olacağı da bir gerçektir.
Öyle ise, sigorta şirketi tarafından yapılan ödemeyi tazminat hesabının yapıldığı günden önce alan davacı, bu paranın tazminat hesabının yapıldığı güne kadar işleyen yasal faizi kadar kazanım sağlamış olacağından; zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin, tazminat hesabının yapıldığı güne kadar geçen süreye ilişkin getirisinin yasal faiz ölçüsünde güncelleştirilip belirlenerek hesaplanan tazminattan indirilmesi gerekir.
Bu husus Hukuk Genel Kurulu’nun 14.03.2012 gün ve 2011/4-824 Esas, 2012/134 Karar sayılı ilamında da benimsenmiştir.
Açıklanan nedenlerle, Özel Daire bozma ilamında belirtilen gerekçelerle, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen bozma ilamına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı kanunun 440/III. maddesi uyarınca değer itibariyle karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21.11.2012 gününde oyçokluğu ile karar verildi.