Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/5432 Esas 2019/11641 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5432
Karar No: 2019/11641
Karar Tarihi: 09.12.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/5432 Esas 2019/11641 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2017/5432 E.  ,  2019/11641 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalı borçlu ...’ın amme alacağının tahsilini imkansız hale getirmek amacıyla ... İlçesi, ... Köyü 85, 86, 87, 233, 53, 54, 55, 19, 66, 174, 9 ve 5 parsel numaralı taşınmazları oğlu ...’a 06.10.2009 tarihinde sattığını belirterek, tasarrufun iptalini talep etmiştir.
    Davalılar vekili, süresinde cevap vermemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile ... İli, ... İlçesi ... Mahallesi 132 ada 86 ve 87 nolu parsellerin, 165 ada 5 nolu parselin, 148 ada 19 nolu parselin, 138 ada 233 nolu parselin, 140 ada 9 nolu parselin, 118 ada 53,54,55 nolu parsellerin, 119 ada 66 nolu parselin, 120 ada 174 nolu parselin tapu kayıtlarının iptali ile davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava 6183 sayılı AATUHK’nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Somut olayda dosya kapsamından; davalı ...’ın dava konusu vergi borcunun 2005 yılı Mayıs ayından 2010 yılı Kasım ayına kadar olan döneme ilişkin olduğu iptali istenen tasarrufun ise 06.10.2009 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece davalı borçlunun tasarruf tarihine kadar olan vergi aslı ve gecikme zammı miktarı yönünden (davacı İdareden bu husus yeniden sorulmak ve tüm bilgi ve belgeler yeniden istenmek suretiyle) bilirkişi raporu alınarak belirlenecek alacak ve fer’ileriyle sınırlı olarak dava konusu tasarrufların iptaline karar verilmesi gerekirken tasarruf tarihinden sonraki borcu da kapsar şekilde iptal hükmü kurulması isabetli görülmemiştir.
    3-İcra ve İflas Kanununun 277.vd. maddelerine, özellikle 283.maddesi hükmüne göre iptal davalarından maksat, davacının iptal davası sübut bulduğu takdirde davaya konu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde etmesi ve davanın konusu taşınmaz ise davalı 3. kişinin üzerindeki kaydın düzeltilmesine yer olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilmesidir. Her ne kadar 6183 sayılı Kanunda bu hususta açık bir hüküm bulunmamakta ise de yukarıda sözü edilen hükümlerin 6183 sayılı yasaya dayalı olarak açılan iptal davalarında da kıyasen uygulanması gerekmekte olup, Dairemizin uygulaması da bu doğrultudadır.
    Bu hususlar gözardı edilerek "davalı 3. kişi üzerindeki kaydın iptali ile davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline" karar verilmesi de doğru görülmemiş, bozma nedeni yapılmıştır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazların kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 09.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.