11. Hukuk Dairesi 2015/13675 E. , 2017/1496 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 05.02.2015 tarih ve 2014/793-2015/44 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin "..." markasını 31.07.1991 tarihinde ..."da tescil ettirdiğini, yine "..." markasının ise 06.08.2010 tarihinde müvekkili adına tescil olunduğunu, müvekkili şirketin 1960 yılından beri faaliyette bulunduğunu ve Türkiye"de dahil birçok ülkeye distribütörleri aracılığıyla ihracat yaptığını, Asya"daki distribütörünün 2007 yılından beri dava dışı...Ltd. Şti. olduğunu, davalı şirketin ise bu şirketle organik bağ içinde bulunduğunu, müvekkilinin anılan markasının Türkiye"de tescili için WIPO nezdinde yaptığı başvurunun ... tarafından davalı adına tescilli "..." markası gerekçe gösterilerek reddedildiğini, oysa müvekkilinin marka tescili için ne davalıya ne de onunla organik bağ içerisinde olan distribütörüne yetki vermediğini, davalının marka tescilinin kötüniyetli olduğunu ve müvekkilinin marka hakkına tecavüz oluşturduğunu, aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek, davalı adına tescilli markanın gerçek hak sahibi olan müvekkili şirket adına devir ve tesciline, bu talebin kabul edilmemesi halinde markanın hükümsüzlüğüne, davalı şirket tarafından kullanılan "www.....com.tr" internet erişim adreslerine erişimin durdurulmasına, ....000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı adına Türkiye"de tescilli markanın bulunmadığını, davacının distribütörü olan dava dışı şirket ile müvekkilinin farklı tüzel kişiliklere sahip olduklarını, dolayısıyla 556 sayılı KHK"nun 11. ve 17. maddelerine dayalı olarak müvekkiline karşı dava açılamayacağını, müvekkilinin tescilli markasını kullandığını, dolayısyla markaya tecavüz ve haksız rekabetin bulunmadığını, paralel ithalatı önlemek için müvekkilinin marka tescilinde bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; “ ...” markasının davacı tarafından uzun yıllardan beri kullanılmış ve tanınmış marka hale getirilmiş olduğu, davalı tarafından yapılan tescilin kötüniyete dayandığı, bu nedenle hükümsüzlük şartlarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davacı taraf maddi tazminat istemleri ile ilgili davayı takipten vazgeçtiği ve davalı taraf da vazgeçmeyi kabul ettiğinden bu konuda esas hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına, davalının davacıya ait markayı kendi adına tescil etmesinin haksız rekabet ve markaya tecavüz olduğunun tespitine, 556 sayılı KHK"nin 17. m. markanın devir şartları oluşmadığından davalı adına 2008/38486 no ile, 07 ve 12. sınıflarda tescilli " ..." markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, davalı tarafından kullanılmakta olan "www.....com.tr" adrese erişimin durdurulmasına, 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 655,40 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 14.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.