(Kapatılan) 18. Hukuk Dairesi 2015/1698 E. , 2015/10361 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Kanununun 4650 Sayılı Kanun ile değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesi taraf vekillerince, incelemenin duruşmalı olarak yapılması ise davalı vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz edenlerden davalı ve davacı adına gelen olmadı. Dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-2942 Sayılı Kanunun 4650 sayılı Kanun ile değişik 11.maddesinin 1.fıkrasının (f) bendi uyarınca, bilirkişi kurulu arazi niteliğindeki taşınmazın, kamulaştırma tarihindeki mevki ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini esas tutarak bedelin tespitinde etkili olacak bütün nitelik ve unsurları ve her unsurun ayrı ayrı değerini belirtmek suretiyle ve ilgililerin de beyanını dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak değerini tespit etmelidir. Yargıtayın yerleşmiş uygulamalarında ise, özel ve dikkate alınması gereken haklı bir neden bulunmadıkça tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yöntemle yapılacak değerlendirmede münavebeye alınacak ürünler için dekar başına elde edilecek ortalama verimine, üretim giderine ve toptan satış fiyatına ilişkin olarak ciddi istatistiki bilgilere dayalı olduğu bilinen o yerdeki gıda, tarım ve hayvancılık müdürlüğü verilerinin esas alınması arandığından; yukarıda açıklanan net gelir yöntemi ile davaya konu taşınmazın değerinin tespiti gerekirken, gelecek değerler yöntemi diye adlandırılan yöntem kullanılmak suretiyle taşınmazın değerini tesbit eden birlirkişi raporuna göre karar verilmesi,
2-2942 sayılı Yasa"nın 4650 sayılı Yasayla değişik 15. maddesinin son fıkrası uyarınca bilirkişilerce yapılan değer tespitinde, idarece belgelerin mahkemeye verildiği gün (dava tarihi) esas tutulduğundan; tarım arazisi olan dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihindeki (2014 yılı) mevki ve şartlarına (sulu arazi niteliğine) göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirinin tespitinde, münavebeye alınacak ürünlerin 2014 yılına ait dekar başına asgari ve azami veriminin ve ayrıntılı üretim giderleri ile kg başına toptan satış fiyatlarının esas alınması gerektiği halde, 2013 yılına ilişkin resmi veriler esas alınarak, bedel tespiti doğru değildir.
Mahkemece; bilirkişi raporunda değerlendirmeye alınan kapama vişne bahçesinin 2014 yılında dekar başına asgari ve azami verimini, satış fiyatını ve ayrıntılı üretim giderlerini gösteren veri listesi gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğünden getirtilerek bu doğrultuda bilirkişi kurulundan rapor alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Kabule göre de;
3-Mahkemece, tespit edilen ve davalı adına bankaya yatırtılan kamulaştırma bedelinin hükümle birlikte davalıya ödenmesine karar verildiğinden, dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bitiminden karar tarihine kadar faize hükmedilmesi gerekirken faizin bitiş tarihi gösterilmeyerek bu konuda hataya düşülmesi,
4-Asıl bilirkişi raporu uyarınca davacı idarece davalı adına bankaya yatırılan ile hükme asas alınan bilirkişi raporuna göre saptanıp hüküm altına alınan bedeller arasındaki farkın (idarece fazladan yatırılmış olan paranın) davalı tarafından bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş mevduat faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, sadece fazla paranın ödenmesine hükmedilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 16.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.