Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/26552
Karar No: 2019/3002
Karar Tarihi: 07.03.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/26552 Esas 2019/3002 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/26552 E.  ,  2019/3002 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı Asil ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı, davalının kendisine borç vereceğini söylemesi üzerine görüştüklerini, 24.000,00 TL"lik senet düzenlendiğini ve davacının bu senedi imzaladığını, davalının ise parayı getireceğini söyleyerek senedi de alarak gittiğini, bir süre sonra döndüğünde, davalının davacıya yeni bir senet daha imzalaması halinde parayı vereceğini söylediğini ve davacının bunu kabul etmediğini, davalı hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, davalının hileli davranışlarıyla davacıdan almış olduğu senedin bedelsiz olduğunu ileri sürerek 24.000,00 TL bedelli senet nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve senedin iptaline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, senet karşılığında davalıya elden 24.000,00 TL nakit para verdiğini, davacının borcunu ödememek için asılsız iddialarda bulunduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın redddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava bedelsiz olduğu ileri sürülen senet nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve senedin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, senede karşı senetle ispat kuralı gereğince, senedin bedelsiz olduğu iddiasının yazılı delille kanıtlaması gerektiği, davacının bu iddiasını yasal olarak ispatlayacak yazılı bir delili dosyaya sunmadığı, davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatıldığında, önce yemin hakkını kullanacağını beyan ettiği daha sonra bundan vazgeçtiği, ayrıca Mut ACM"nin 2014/488 esas sayılı dosyasında davalı hakkında beraat kararı verildiği ve hukuk hakiminin beraat kararı ile bağlı olmadığı için bu dosyanın bekletici mesele yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davalı hakkında açılan Mut Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/488 esas ve 2015/1114 karar sayılı dosyası incelendiğinde, davalı hakkında bedelsiz senedi kullanma suçundan beraat kararı verildiği fakat davacının temyiz etmesi üzerine dosyasının temyiz incelemesinde olduğu anlaşılmaktadır. Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi (6098 sayılı BK.nun 74. maddesi) uyarınca hukuk hakimi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararı ile bağlı değil ise de mahkumiyet kararı ve tespit edilen maddi olgularla bağlıdır. Bu nedenle açılmış bir ceza davası var ise ceza davasının sonucunun beklenmesi gerekir. Mahkemece, Mut Asliye Ceza Mahkemesi"nin dosyası beklenerek hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, ceza davası sonucu beklenmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    2-Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/03/2019 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    MUHALEFET ŞERHİ

    Davacı, davalının kendisine 24.000,00 TL borç para vereceğini söyleyerek 24.000,00 TL bedelli senet aldığını, ancak vadettiği parayı vermediği gibi, senedini de iade etmediğini iddia ederek; senedin bedelsiz olduğunun tesbitine, senedin devrinin tedbiren yasaklanmasına karar verilmesi talebi ile görülmekte olan davayı açmıştır. Mahkemece, "(...) Senede karşı senetle ispat kuralı gereğince, senedin bedelsiz olduğunun yazılı delille ispatlanması gerekir. Davacı, bu iddiasının yasal olarak isbatlayacak yazılı bir delil de dosyaya sunmamıştır." şeklindeki gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, olaya ilişkin olarak Mut Cumhuriyet Başsavcılığı"na da şikayette bulunmuş, Mut Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 27/03/2104 tarih, 2014/233 Esas numarası ile davalı hakkında "Bedelsiz Senedi Kullanma" suçundan, TCK"nun 156/1. Maddesi gereğince cezalandırılması talebi ile Mut Sulh Ceza Mahkemesinde kamu davası açılmış, yargılamaya Mut Asliye Ceza Mahkemesinde devam olunmuş, yapılan yargılama sonunda davalı sanığın beraatine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiş, temyiz incelemesini yapan dairemizin çoğunluk görüşü ile, sanık hakkında açılan ceza davasının bekletici mesele yapılması gerektiği gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
    Tarafların iddia ve savunmalarına göre davanın hukuki olarak nitelendirilmesi görevi hakime aittir. HMK"nun 33. Maddesine göre; "Hakim Türk hukukunu re"sen uygular." Bu nedenle, öncelikle, davacının iddiasının hukuki nitelendirmesinin yapılması gerekir. Ceza yargılamasında imza incelemesi yapılmış ise de, davacının, dava konusu senet üzerinde yer alan imzanın kendisine ait olmadığı yönünde bir iddiası zaten bulunmamaktadır. Aksine; 26/09/2013 tarihinde Mut C.Başsavcılığı"na verdiği ifadesinde: "Ben Ziraat Bankasına olan 24.000,00 TL"lik borcumu ödemek amacıyla ... isimli şahıstan 26/03/2013 tarihinde borç para almak için oğlum ... Şahin ve kızkardeşim ... ile birlikte şahsın işyerine gitttik. Şahıs bize ihtiyacımız olan 24.000,00 TL"yi verebileceğini ancak karşılığında senet imzalamamız gerektiğini söyledi. Ben de senet imzalamayı kabul ettim. Bunun üzerine ... kendi eliyle 24.000,00 TL bedelli senet yazdı, ben de imzaladım. Bunun üzerine şahıs, "sizin parayı birisinden alıp geleyim, senedi parayı alacağım kişiye vereceğim" diyerek işyerinden ayrıldı. Bir süre sonra geri geldi ve "para yok, 15.000,00 TL"lik bir senet daha verirseniz parayı bulabilirim" dedi. Ben de, olmaz, yeni bir senet imzalamam, bankaya olan borcumu traktörümü satar gene öderim, sen benim az önce benden almış olduğun 24.000,00 TL"lik senedimi geri ver dedim. ... da bana, "vermiyorum, alabiliyorsan al, beni burada döverseniz dövün, burası benim işyerim" dedi. Biz de sinirlenerek çıktık ve savcılığa gelerek şikayette bulunduk." şeklindeki anlatımı ile, senetteki imzanın kendisine ait olduğunu kabul etmiştir.
    Davacı, dava konusu bedelin kendisinden hile alındığını iddia etmektedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 36. Maddesi "Taraflardan biri, diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa, yanılması esaslı olmasa bile, sözleşmeyle bağlı değildir." hükmünü içermektedir. O halde davanın hukuki nitelemesi, aldatma (hile) ile oluşan sözleşmenin (borç ilişkisinin) iptali ile, bu sözleşme gereğince verilen bononun bedelsiz kaldığının tespitidir. HMK"nun 203. Maddesi "Senetle İspat Zorunluluğunun İstisnaları" başlığını taşımaktadır. 203/1. Maddesinde "Aşağıdaki hallerde tanık dinlenebilir." denildikten sonra, maddenin 203/1-ç bendinde, "Hukuki işlemlerde irade bozukluğu ile aşırı yararlanma iddiaları" tanıkla ispatlanabilecek istisnalar arasında sayılmıştır. Davacı, davalının söz konusu senedi para vereceğini söyleyerek elinden alındığı iddiasında bulunduğuna göre, HMK"nun 203/1-ç bendi gereğince bu iddiasını tanıkla ispatlayabilir. Kollukta dinlenen, olay sırasında yem almak için davalının işyerinde bulunduğunu ve taraflarla bir yakınlığının bulunmadığını beyan eden tanık ... Kızıltaş 23/10/2013 tarihli, tanıklar ... ve ... 25/10/2013 tarihli ifadelerinde olayı ayrıntılı şekilde anlatmışlardır. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin, davacının, senede karşı senetle davasını ispatlayamadığı şeklindeki gerekçesine dayalı olarak verdiği red kararında isabet bulunmamaktadır; kararın bu gerekçe bozulması gerekir.
    Davalı hakkında "Bedelsiz Kalmış Senedi Kullanma" suçundan açılan kamu davasının sonucunun, görülmekte olan bu davaya etkisi bulunmamaktadır. Davalı hakkında ilk derece mahkemesince verilen beraat kararı onansa veya bozulsa dahi, davanın tanıkla kanıtlanabileceği kabul edilerek, toplanan delillere göre davanın kabulüne kararına verilmesi gerektiği kanaatindeyim. Bu nedenle, davalı hakkında açılan ceza davasının bekletici mesele yapılması gerektiği yönündeki sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi