18. Ceza Dairesi 2019/12405 E. , 2020/851 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Müstehcenlik
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinede görülmemiştir.
Ancak;
1- TCK"ın 226. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde, müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri bunların satışına mahsus alışveriş yerleri dışında, satışa arz eden, satan veya kiraya veren kişilerin cezalandırılacağı düzenlenmiştir.
TCK"nın 226/2. maddesinde düzenlenen müstehcenlik suçu ise, müstehcen görüntü, yazı veya sözlerin basın ve yayın yolu ile yayınlanması veya yayınlanmasına aracılık edilmesi fiillerinden birinin işlenmesiyle oluşmaktadır.
TCK’nın 226/4.maddesindeki “doğal olmayan” kavramı, bireylerin cinsel yaşamının içerisinde yeri olmayan, aşağılayıcı veya toplumun geneli tarafından da doğal olarak kabul edilmeyen ilişkileri tanımlamaktadır. Anal ya da oral yoldan yapılan, eşcinsel veya grup halinde bulunulan cinsel birleşmelere ait görüntüler tek başına bu kavram içerisinde değerlendirilemeyecektir.
Bu açıklamalar ışığında; sanıkların iş yerinde, aşamalarda alınan bilirkişi raporlarına göre, içeriklerinde çocukların kullanılmadığı, şiddet kullanılarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara yönelik bir ilişki türü bulunmayan müstehcen ürünleri satmaları şeklinde gerçekleşen olayda, sanıklar hakkında TCK’nın 226/2. maddesinin uygulanmasını gerektirir bir tespitin de bulunmadığının anlaşılması karşısında, suç tarihinde iş yerinin müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri satmaya mahsus alışveriş yerlerinden olup olmadığı araştırılarak, sanıkların bu hususta faaliyet göstermek için geçerli izinlerinin bulunmadığının tespit edilmesi halinde eylemlerinin, TCK"nın 226/1-d maddesinin ihlali niteliğinde olduğu ve bu maddeye göre cezalandırılmalarına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, aynı Kanunun 226/2. maddesinden hüküm kurulması,
2- Sanıklar hakkında temel ceza tayin edilirken dosya kapsamına uygun olmayan gerekçeyle ve aynı zamanda adalet, hak ve nesafet kuralları ile TCK"nın "suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenli tedbirine hükmolunur" şeklindeki 3/1. maddesi hükmüne aykırı olarak yerel mahkemece orantısız şekilde alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verilmesi,
3- TCK"nın 53/1-b maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması ve yine aynı Kanunun 53/1-c maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkûm olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık ... müdafii ve sanık ..."in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki isteme aykırı olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 15/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.