Abaküs Yazılım
18. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/1697
Karar No: 2015/10360
Karar Tarihi: 16.06.2015

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/1697 Esas 2015/10360 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan) 18. Hukuk Dairesi         2015/1697 E.  ,  2015/10360 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Kanununun 4650 Sayılı Kanunla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesi taraf vekillerince, incelemenin duruşmalı olarak yapılması ise davalı vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz edenlerden davalı ve davacı adına gelen olmadı. Dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    Ancak;
    1-2942 Sayılı Kanunun 4650 sayılı Kanun ile değişik 11.maddesinin 1.fıkrasının (f) bendi uyarınca, bilirkişi kurulu arazi niteliğindeki taşınmazın kamulaştırma tarihindeki mevki ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini esas tutarak bedelin tespitinde etkili olacak bütün nitelik ve unsurları ve her unsurun ayrı ayrı değerini belirtmek suretiyle ve ilgililerin de beyanını dikkate alarak düzenleyeceği gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak değerini tespit etmelidir. Yargıtayın yerleşmiş uygulamalarında ise özel ve dikkate alınması gereken haklı bir neden bulunmadıkça tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yöntemle yapılacak değerlendirmede münavebeye alınacak ürünler için dekar başına elde edilecek ortalama verimine, üretim giderine ve toptan satış fiyatına ilişkin olarak ciddi istatistiki bilgilere dayalı olduğu bilinen o yerdeki gıda, tarım ve hayvancılık müdürlüğü verilerinin esas alınması aranmakta olup, yukarıda açıklanan net gelir yöntemi ile davaya konu taşınmazın değerinin tesbiti gerekirken gelecek değerler yöntemi diye adlandırılan yöntem kullanılmak suretiyle taşınmazın değerini tesbit eden birlirkişi raporuna göre karar verilmesi,
    2-2942 sayılı Kanunun 4650 sayılı Kanunla değişik 15. maddesinin son fıkrası uyarınca, bilirkişilerce yapılan değer tespitinde, idarece belgelerin mahkemeye verildiği gün (dava tarihi) esas tutulur. Buna göre tarım arazisi olan dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihindeki (2014 yılı) mevki ve şartlarına (sulu arazi niteliğine) göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirinin tespitinde, münavebeye alınacak ürünlerin 2014 yılına ait dekar başına asgari ve azami veriminin, ayrıntılı üretim giderlerinin kg başına toptan satış fiyatlarının esas alınması gerektiği halde, 2013 yılına ilişkin resmi verilere göre bedel tespit edilmesi ve mahkemece bilirkişi raporunda değerlendirmeye alınan kapama vişne bahçesinin 2014 yılında dekar başına asgari ve azami verimini, satış fiyatını ve ayrıntılı üretim giderlerini gösteren veriler gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğünden getirtilerek bu verilere göre bilirkişi kurulundan rapor alınıp oluşacak sonuç doğrultusunda hüküm tesis edilmemesi,
    3-Kamulaştırma Kanununun 4650 sayılı Yasayla değişik 11. maddesinin 1. fıkrasının arazilere ilişkin (f) bendinde, taşınmazın dava tarihindeki mevkii ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerinin belirleneceği öngörülmekte olup, bu yöntemle taşınmazın değerinin tespitinde münavebeye alınacak ürünler yönünden sulu veya kuru tarım arazisi niteliğinde olup olmaması önem taşıdığından; bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın bir kısmı kuru bir kısmı da sulu tarım arazisi olduğu tespit edildikten sonra sulu kısmın taşıma su ile sulanabileceği kıymet takdir raporunda ise davaya konu taşınmazın kendi imkanı ile sulanabileceği belirtildiğine göre, davaya konu taşınmazın tamamı yönünden yakınında bir sulama kaynağı olup olmadığı, var ise sulamanın taşınmazın tamamında ve her mevsim için fiilen yeterli olup olmadığı, dereden sulanıyorsa bu suyun kendi doğal akışı ile mi yoksa özel bir pompalama veya başka bir sistemle mi taşınmaza ulaştığı, yapılan sulamanın başkasının taşınmazındaki bir havuzdan yapılıyor olması durumunda bu sulamanın daimi ve geçerli kabul edilebilmesi için kaynak üzerinde dava konusu taşınmaz lehine bir irtifak hakkı kurulmuş olması gerektiğinden bunun varlığı ve suyun yeterliliği gibi hususlarda ayrıntılı bir biçimde araştırma yapılıp belirlenmeli ve pompalama ile sulama varsa buna ilişkin yapılacak giderlerin de üretim masraflarına eklenmelidir.
    Mahkemece; yukarıda açıklanan hususlarda yeterli araştırma yapılmadan davaya konu taşınmazın bir kısmını kuru bir kısmını sulu kabul eden bilirkişi raporunun karara esas alınması,
    Kabule göre de;
    4-Mahkemece tespit edilen ve davalı adına bankaya yatırtılan kamulaştırma bedelinin hükümle birlikte davalıya ödenmesine karar verildiğinden, dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bitiminden karar tarihine kadar faize hükmedilmesi gerekirken faizin bitiş tarihi gösterilmeyerek hataya düşülmesi,
    5-Yargıtayın yerleşmiş uygulamalarında; iklim koşulları, arazinin topografik yapısı ve bölgesindeki konumu (büyük yerleşim yerlerine uzaklığı vb.) gözönünde tutulduğunda, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerle benzer nitelikte olan, ülkemizin değişik yörelerindeki (değeri önemli şekilde etkileyen kanıtlanmış, farklı ve
    özel bir faktör bulunması hali hariç) kuru tarım arazilerinin değerlendirilmesinde kapitalizasyon faiz oranı % 6 olarak kabul edilmekte olup bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın 16102,99 m² lik kısmı kuru tarım arazi olarak tespit edildiğine göre %6 kapital faiz uygulanmak suretiyle değerlendirme yapılması gerekirken bu oranın % 5 olarak kabulü,
    Doğru görülmemiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 16.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi