Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için  Tetkik Hakimi tarafından  düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu N... C... vekili tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda, diğer ihalenin feshi sebepleri yanında takibin diğer borçlusu olan şirkete satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğunun ileri sürülerek ihalenin feshinin istendiği ve mahkemece bu sebeple ihalenin feshedildiği anlaşılmıştır.
Tebligat, herhangi bir hukuki işlem veya olaydan haberdar olmak için muhataba yapılan bir tebliğ (bildirim) işlemi olup, doğrudan doğruya tebligatın muhatabı tebliğ yapılan şahıs olduğundan tebligatın yapılmadığı veya usulsüzlüğü bizzat muhatap tarafından ileri sürülmediği sürece diğer ilgililerin bu tebligata ilişkin itiraz ve şikayet hakları yoktur.
Bu kurallar ışığında, ihalenin feshini isteyen borçlunun, diğer borçluya satış ilanı tebliğ edilmediğinden bahisle ihalenin feshini isteme hakkının bulunmadığının kabulü gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır. Bir başka anlatımla, icra takibinin diğer borçlusuna satış ilanının tebliğ edilmemiş olması, kendisine usulüne uygun tebligat yapılan borçluya değil, tebligat yapılmayan ilgilisine şikayet hakkı verir. Bu nedenle, ihalede başkaca usulsüzlük de bulunmadığından davanın reddi gerekirken yazılı şekilde mahkemece icra takibinin diğer borçlusu şirkete yapılan tebligatların usulsüz olduğundan bahisle ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 10.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.