Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/683
Karar No: 2018/7198
Karar Tarihi: 24.09.2018

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/683 Esas 2018/7198 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2016/683 E.  ,  2018/7198 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Sanık ... hakkında beraat
    Sanıklar ... ve ... haklarında mahkumiyet

    A)Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen beraat hükmüne yönelik Cumhuriyet savcısının temyiz talebinin incelenmesi:
    Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
    B)Sanıklar ... ve ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanık ...’nin ve sanık ... müdafiinin temyiz talebinin incelenmesi:
    1-Sanıklar hakkında, hakkındaki beraat hükmü onanan sanık ...’nın iş yerinde ele geçirilen araca 42 KK 909 sayılı plaka monte ederek, aracın şasi numarasını değiştirip kullanmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işledikleri iddia ve kabul edilen olayda; sanık ...’in aşamalarda atılı suçu işlemediğini, ...’nin aracı satın almasını istediği için aracı satın aldığını savunması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenebilmesi amacıyla, beraat eden sanık ...’ın tanık olarak çağrılıp sanık ... ile yüzleştirilerek, olay tarihinde aracı kendisine tamir için getiren ...’nin yanında bulunan şahsın sanık ... olup olmadığının sorulması,
    2-Resmi belgede sahtecilik suçlarının konusunu oluşturan belgenin, taşınabilen, bir şey üzerine yazılıp da hukuki hüküm ifade eden bir olayı kanıtlamaya yarayan yazı olduğu, 5237 sayılı TCK"nın 204. maddesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere, belgenin varlığının kabulü için yazılı kağıdın bulunmasının zorunlu olmadığı, bir metal levha üzerine yazı yazılması halinde de diğer unsurların varlığı durumunda belgeden söz edilebileceği, bu bakımdan araç plakalarının da resmi belge olarak kabulü gerekeceği cihetle; İzmir Kriminal Polis Laboratuvarının 08.02.2011 tarihli ekspertiz raporunda, suça konu sahte plakanın “TR” rumuzlu bir adedi üzerinde herhangi bir soğuk mühür izinin bulunmadığı, “TR” rumuzsuz bir adedi üzerinde ise soğuk mühür izinin bulunduğunun belirtilmesi; suç tarihinde yürürlükte bulunan 18.07.1997 tarih ve 23053 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 30. maddesine göre; tescil plakalarında, işlemi yapan tescil kuruluşu ile plaka basım işlemini gerçekleştiren kuruluşun mühürlerinin bulunmasının zorunlu olduğunun belirtilmesi bu şekilde suça konu plakanın resmi belge niteliğini kazanabilmesi için üzerinde mührün varlığının zorunlu olduğunun anlaşılması karşısında, suça konu plakaların gerçek olup olmadığının tespiti açısından Konya ile ve bağlı ilçe merkezlerinde bulunan emniyetin ilgili birimlerinden plakaların kurumlarınca düzenlenmiş gerçek plakalar olup olmadığının sorularak belirlenmesi; plakaların gerçek olduğunun tespiti halinde, eylemin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 23. maddesindeki idari yaptırım uygulanmasını gerektiren kabahati oluşturacağı; gerçek plaka olmadığının sahte oluşturulduğunun tespiti halinde ise, belgede sahtecilik suçlarında aldatma niteliği bulunup bulunmadığının takdirinin hakime ait olduğu gözetilerek, 5271 sayılı CMK"nın 217/1. maddesi de dikkate alınıp, sahte olduğu iddia edilen her iki plakanın duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle özellikleri tutanağa geçirilip, yasal unsurları taşıyıp taşımadığı ve aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığı yöntemince tartışılarak denetime olanak verecek şekilde dosya arasında bulundurulması gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2-Kabule göre de;
    a)Sanıkların, çalıntı aracın yakalanmasını engellemek amacıyla 42 KK 909 sayılı sahte plakaları ve aracın şasi numarasını değiştirmekten ibaret eylemlerinde; suça konu plakalar ile şasi numarası değiştirilmiş araç üzerindeki işlemlerin değişik zamanlarda gerçekleştiğine dair delil olmaması karşısında; aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin TCK’nin 43. maddesinin uygulanamayacağı, ancak sahte belge sayısının TCK"nin 61. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesi sırasında değerlendirilmesi gerekeceği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması,
    b)5237 sayılı TCK"nin 61. maddesi uyarınca hakim somut olayda; suçun işleniş biçimini, suç işlenmesinde kullanılan araçları, suçun işlendiği zaman ve yeri, suç konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını ve failin güttüğü amaç ve saiki göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler. 5237 sayılı TCK"nin "Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi" başlıklı 3/1. maddesi uyarınca suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur. Bu itibarla, kanunda öngörülen alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirlemek hakimin takdir ve değerlendirme yetkisi içindedir. Ancak Anayasa’nın 141, 5271 sayılı CMK"nın 34, 230 ve 289. maddeleri uyarınca hükümde bu takdirin denetime olanak sağlayacak biçimde, sözü edilen ilke ve hükümlere uygun, dosya içeriği ile uyumlu yasal ve yeterli gerekçesinin gösterilmesi zorunludur. Yasa metinlerdeki ifadelerin tekrarı bu metinlerdeki genel nitelikli ölçütler somut olaya ve failine özgülenmediği müddetçe yeterli bir gerekçe değildir. Yine failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar temel cezanın belirlenmesinde dikkate alınamaz; ancak takdiri indirim yapılıp yapılmamasında göz önünde bulundurulabilir.
    Bu açıklamalar ışığında, somut olarak gerekçeleri açıklanmadan bir kısım yasal ibarelerin tekrarı ile yetinilip alt sınır orantısız şekilde aşılarak temel cezaların belirlenmesi,
    c)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.09.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi