Hukuk Genel Kurulu Esas No: 2012/4-454 Karar No: 2012/799 Karar Tarihi: 14.11.2012
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/4-454 Esas 2012/799 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin \"Alacak\" davasında verdiği karar, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuş ve dosya yeniden incelenmiştir. Ancak mahkemece asıl kararın tefhiminde taraflara yüklenen borç ve tanınan haklar sıra numarası altında açık bir şekilde gösterilmemiştir. Bu nedenle direnme kararı Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenemeyecek nitelikte olduğundan bozulmuş ve kararda bahsi geçen Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297, 294/3 ve 429. maddeleri hatırlatılarak sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenemeyeceği belirtilmiştir. Karar düzeltme yolu açık bırakılmıştır.
Hukuk Genel Kurulu 2012/4-454 E. , 2012/799 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 08/12/2011 NUMARASI : 2011/123-2011/333
Taraflar arasındaki "Alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 21.05.2009 gün ve 2008/208 E.2009/178 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesi"nin 02.11.2010 gün ve 2009/11648 E. 2010/11256 K.sayılı ilamıyla bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN :Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297.maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. HMK.nun 294.maddesinin 3 fıkrasında ise “Hükmün tefhimi herhalde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur” hükmüne yer verilmiştir. Ayrıca, bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden ona atıf suretiyle hüküm tesisinin yukarıda açıklanan kurallara uygun düşmeyeceği de aşikardır. Nitekim, Yargıtay"ın yerleşmiş görüşü de bu yöndedir (Hukuk Genel Kurulu"nun 19.6.1991 gün 323/391 sayılı;10.09.1991 gün 281-415 sayılı; 25.9.1991 gün 355-440 sayılı; 05.12.2007 gün ve 2007/3-981/936 sayılı; 23.01.2008 gün ve 2008/14-29/4 sayılı; 05.10.2011 gün 2011/20- 607,604 kararları). Somut olaya gelince; mahkemece aslolan kısa kararda yukarıda açıklanan mevzuata uygun hüküm fıkrası oluşturulmamış "sadece direnilmesine’ denilerek önceki karara atıf yapılmakla yetinilmiştir. Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde usulün öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm bulunmadığı gibi, direnme kararlarını denetleyen Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenebilecek nitelikte teknik anlamda bir direnme hükmü de bulunmadığı her türlü duraksamadan uzaktır. Şu durumda mahkemece yapılacak iş; yargılama sırasında elde edilen deliller dikkate alınarak infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde açık ve anlaşılır bir biçimde usulün aradığı niteliklere haiz bir karar verilmesi olmalıdır. Mahkemenin, yukarıda ayrıntılarıyla açıklanan biçimde usulün öngördüğü niteliklere haiz bulunmayan kararı, usul ve yasaya uygun değildir. Direnme kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir. S O N U Ç : Direnme kararının yukarıda gösterilen nedenden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı H.U.M.K."nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, aynı Kanun"un 440. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.