11. Hukuk Dairesi 2015/13241 E. , 2017/1472 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Midyat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 04/06/2015 tarih ve 2014/104-2015/158 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili şirketin 1995 yılında Beyrut"ta kurulduğunu, kişiye özel tasarım tekstil sektöründe tüm dünyaca tanınmış "" markasıyla hizmet verdiğini, markanın yaratıcısı olan ünlü tasarımcı ..."ın kendi isminden hareketle yaratıldığını ve aynı zamanda müvekkili şirketin ticaret ünvanının kök unsurunu oluşturduğunu, davalı adına 03. ve .... sınıfta tescilli 2007/... sayılı "..." markası ile müvekkilinin markasının birebir aynısı olduğunu, müvekkili şirketin önceye dayalı hakkı bulunduğunu, markanın gerçek hak sahibinin müvekkili şirket olduğunu ileri sürerek, 2007/... sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin sürekli alışveriş yaptığı Iraklı başka bir ..."ın kendi bölgesinde tanınmış olduğunu, bu kişinin Türkiye"de tanınmış hale getirilmesi ve müvekkili şirket ile bu isimde ortak işler yapmak istemesi üzerine müvekkilince marka başvurusu yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; davalı şirketin hükümsüzlüğü istenen “...” markasının başvuru tarihinden önce davacı şirketin “...” markası üzerinde .... sınıfa giren “her türlü malzemeden yapılmış iç dış giysiler ayak giysileri baş giysiler” yönünden 556 sayılı KHK"nın .../3 maddesi gereğince eskiye dayalı kullanımının ve gerçek hak sahipliğinin tespit edildiği, davacı şirketin dava konusu markanın tescilli olduğu diğer sınıf bakımından eskiye dayalı kullanımını ve gerçek hak sahipliğini ispat edemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 2007/10330 sayılı “...” markasının .... sınıf emtialar yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
...- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dava, öncelik hakkı ve kötü niyetli tescil hukuki sebeplerine dayalı marka hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde, davacının .... sınıfta gerçek hak sahipliğini ispat ettiği, ancak 03. sınıfta gerçek hak sahipliğinin ispat edilemediği gerekçesiyle markanın .... sınıf emtialar yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmiştir. Ancak, davacı vekili dava dilekçesinde, hükümsüzlüğe konu markanın öncelik hakkı ve kötü niyetli tescil hukuki sebeplerine dayalı olarak tescilli olduğu tüm mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğünü istemiş, mahkemece kötü niyet hususunda hiçbir inceleme yapılmamıştır. Oysa, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 16/07/2008 tarihli 2008/11-501 Esas, 2008/507 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere kötü niyetli tescil başlı başına bir hükümsüzlük sebebi olup, genel olarak tescil yoluyla sağlanan marka korumasının amacına aykırı biçimde kötüye kullanılması yoluyla başkasının markasından haksız olarak yararlanmak veya gerçekte kullanılmayıp yedekleme, marka ticareti yapmak amacına ya da şantaja yönelik başvuru ve tesciller kötü niyetli olarak kabul edilmektedir. Kötü niyetin varlığı her somut olayın özellikleri göz önüne alınarak belirlenmelidir. Bu nedenle, mahkemece, davacının kötü niyetli tescil iddiasında da bulunduğu dikkate alınarak, davalının marka tescilinde kötü niyetli olup olmadığı hususu tartışılmaksızın, markanın kapsadığı mal ve hizmetlerden 03. sınıf bakımından hükümsüzlük talebinin reddi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 13/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.