Taraflar arasındaki "Alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 18.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 09.12.2009 Tarih, 213- 437 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesi’nin 29.6.2010 Tarih,2010/2523 Esas,2010/9655 Karar sayılı ilamı ile;
(...Davacı, davalı kurum ve dava dışı Maliye Bakanlığı ve Özel Sağlık Kurumları’nın bağlı olduğu dernekler arasında 23.9.2003 tarihli “Özel Sağlık Kurum/Kuruluşları Tedavi Protokolü” imzalandığını, bu protokolün kendileri için de geçerli olduğuna dair taraflar arasında 9.6.2005 tarihli sözleşmenin akdedildiğini, 2005 yılında yayınlanan “Maliye Bakanlığı Bütçe Uygulama talimatı”nın 2.2 maddesi uyarınca “sevk zorunluluğu” getirilmesi ile hastaların öncelikle en yakın 1. basamak sağlık kurumuna başvuracağını, tedavisinin yapılamaması halinde 2. basamak sağlık kurumuna sevk edileceğini, sevk zorunluluğuna uyulmaması halinde Emekli Sandığı’nca ödeme yapılırken protokolün 6. maddesi uyarınca ikinci basamak sağlık kurumu fiyatından Maliye Bakanlığı tarafından belirlenecek oranda indirimli olarak ödeme yapılacağı ve 2005 yılında taraflar arasındaki ödemelerin bu şekilde uygulandığını, 2006 yılında Maliye Bakanlığının sevk zorunluluğunu kaldırdığını, bu nedenle sevksiz hastalarda indirim oranının da belirlenmediğini, protokolün 6. maddesinde “İkinci basamak sağlık kurumlarına birinci basamak sağlık kuruluşlarından sevk edilmeksizin doğrudan başvurulması halinde, Maliye Bakanlığınca tespit edilen oranda indirim yapılacaktır” hükmünün yer aldığını, bu durumda Maliye Bakanlığı tarafından tespit edilmiş bir indirim oranı bulunmadığından, sevk olmadan gelen hastalar için düzenlenecek faturalarda herhangi bir indirim yapılmayacağının açık olduğunu, bu suretle faturalarında indirim yapılmaksızın 2. Basamak Sağlık Kurumu için belirlenen fiyata göre ödeme yapılması gerektiğini, ancak davalı İdare’nin 2005 yılındaki uygulamayı aynen devam ettirerek sevk belgesi olmayan hastalar için indirimli fatura düzenlenmemesi halinde ödeme yapmayacağını beyan ederek uygulamasını değiştirmediğini, davalı İdare’ye İzmir 25. Noterliğinin 22.8.2006 günlü ihtarnamesini keşide ettiklerini, sevk zorunluluğunun kaldırılmış olması nedeni ile indirimli faturaların ihtirazi kayıtla düzenlendiğini, fark faturası düzenleme talep ve dava haklarının saklı tutulduğunun davalıya bildirildiğini, bilahare fark faturaları düzenlenerek davalıya gönderildiğini, 112 adet fark faturalar toplamının 123.143,68 YTL olduğunu, davalının fark faturaları ödemediğini, davalı tarafından yapılan uygulamanın yasaya ve hukuka açıkça aykırı olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 123.143,68 YTL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, taraflar arasında imzalanan 23.9.2003 tarihli protokol ve 9.6.2005 tarihli sözleşmeler uyarınca Emekli Sandığı mensuplarına sağlık hizmeti verdiğini, protokol hükümlerince 2005 yılında Maliye Bakanlığı’nca tespit edilen indirimleri faturalara yansıttığını, ancak 2006 yılında sevk zincirinin kaldırılması ve Maliye Bakanlığınca yeni bir indirim oranının belirlenmemesi karşısında sevk olmadan gelen hastalar için düzenlenecek faturalarda herhangi bir indirim yapılmayacağının protokol hükümlerince açık olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Mahkemece hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda “2006 yılında sevk zincirinin kaldırıldığı, davalı tarafça belirtilen yönetmeliğin 8.maddesine göre sevksiz olarak 2.basamak niteliğindeki davacıya başvuru halinde davacı yönünden talimatta 1.basamak için belirlenen ücretin ödenmesi gerekeceği, bu ödemelerin de 2006 yılı bütçe tebliğinin ek 8 de belirlenen fiyat tarifesi olacağı, bu tebliğde indirim ve indirim oranı belirlenmediğinden indirim uygulanmaması gerektiği” belirlenmiş ve rapor nazara alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında akdedilen 23.9.2003 tarihli “Özel Sağlık Kurum/Kuruluşları Tedavi Protokolü’nün” Mali hükümler başlıklı bölümün 5. maddesinde “Sağlık kuruluşunun hastayı 2.basamak resmi veya özel sağlık kurumuna sevk etmesi halinde toplam fatura bedeli üzerinden Maliye Bakanlığınca tespit edilen oranda indirim yapılacaktır.”, 6. maddesinde “İkinci basamak sağlık kurumlarına birinci basamak sağlık kuruluşlarından sevk edilmeksizin doğrudan başvurulması halinde, Maliye Bakanlığınca tespit edilen oranda indirim yapılacaktır”, 7. maddesinde ise, “2.basamak sağlık kurumlarından tıp merkezleri ve özel dal merkezlerinde Maliye Bakanlığınca tespit edilen oranda indirim yapılacaktır.” hükümlerinin bulunduğu, davacı tarafın da 2.basamak tıp merkezi olarak hizmet verdiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Öyle olunca, 23.9.2003 tarihli protokolün 7.maddesi açık hükmü karşısında verilen hizmet karşılığı Maliye Bakanlığınca tespit edilen oranda indirim yapılması gerekmektedir. Böyle olunca davanın reddi gerekirken aksine düşünce ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.....)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, sağlık hizmeti dolayısıyla fark fatura alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı kurum ile Maliye Bakanlığı ve Özel Sağlık Kurumları’nın bağlı olduğu dernekler arasında, 01.01.2005 tarihinde yürürlüğe giren “Özel Sağlık Kurum/Kuruluşları Tedavi Protokolü” imzalandığını, bu protokolün davacı için de geçerli olduğuna dair davalı ile davacı arasındaki sözleşmenin ise 09.06.2005 tarihinde akdedildiğini, sözleşme ve protokol uyarınca, davalı Emekli Sandığı mensuplarına sağlık hizmeti verdiğini, Bütçe Uygulama Talimatı ve Tebliğe göre 2005 yılında Maliye Bakanlığı tarafından sevk zorunluluğu getirildiğini, sevksiz hastaların ödemelerinde indirim yapılması zorunluluğu bulunduğunu,buna göre, hastaların öncelikle en yakın 1.basamak sağlık kurumuna başvuracağını, hastanın tedavisi 1.basamakta yapılamayacak ise, başvurduğu 1.basamak sağlık kurumunun hastayı 2.basamak sağlık kurumuna sevkedeceğini,sevk zorunluluğuna uyulmaması halinde Emekli Sandığı’nın ödeme yaparken, protokolün mali hükümler bölümünün 6.maddesi uyarınca ikinci basamak sağlık kurumu fiyatından Maliye Bakanlığı tarafından belirlenecek oranda indirimli olarak ödeme yapacağını, davacı ile davalı arasındaki ödemelerde de, 2005 yılı için bu yöntemin uygulandığını; ancak 2006 yılında, Maliye Bakanlığı’nın sevk zorunluluğunu kaldırdığını, bu nedenle sevksiz hastalarda indirim oranının da belirlenmediğini, ikinci basamak sağlık kurumuna sevk olmadan başvuran hasta için, ikinci basamak fiyatına göre ödeme yapılması gerektiğini, ancak davalı Emekli Sandığı’nın 2006 Talimatı hiç yayınlanmamış gibi, sevk zorunluluğu halen varmış gibi, 2005 yılındaki eski uygulamaya devam edip, sevk belgesi olmayan hastalar için, indirimli fatura düzenlenmemesi halinde ödeme yapmayacağını beyan ederek uygulamasını değiştirmediğini, bu nedenle indirimli faturaları “ihtirazi kayıtla” düzenlediklerini ileri sürerek, 112 adet fark faturaların toplamı olan 123.143,68.-YTL’nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, uyuşmazlık konusu faturaların 2006 yılına ait olduğu ve 2005 yılı Bütçe Uygulama Talimatı yönünden belirtilen hasta sevk usulünün 2006 yılı Bütçe Uygulama Tebliğinde değiştirilmiş olduğunu, Tebliğin 2.2 maddesinin yine sevk usulünü düzenlediğini,önceki ayrımları kaldırarak 5434 sayılı yasa kapsamına giren, çalışan emekli ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kimseler yönünden gerek resmi ve gerekse özel sağlık kuruluşlarına doğrudan müracaat edebileceklerine yer verdiğini, 01/05/2006 tarihinden sonraki müracaatlar yönünden 2006 yılı Bütçe Uygulama Tebliğinin Ek 8’de belirlenen fiyat tarifesinin olacağını bu tebliğde indirim ve indirim oranı da belirlenmediğinden, indirimin uygulanmaması gerektiği, davacının fark fatura alacağını talep etmesinin mevzuata uygun olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilinin temyizi üzerine hüküm yukarıya başlık bölümüne alınan gerekçe ile bozulmuş; Yerel Mahkemece önceki gerekçe ile direnilmiştir.
Direnme kararını temyize davalı vekili getirmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, sevk olmadan gelen hastalar için düzenlenen 2006 yılına ait faturalar yönünden davalı Kurum tarafından indirim yapılmasının doğru olup olmadığı dolayısıyla davacının fark fatura alacağının bulunup bulunmadığı, buna göre de, davanın reddinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı yanın ikinci basamak sağlık kurumlarından olan tıp merkezi olduğu tartışmasızdır.
Davacı yanın, Tıp Merkezi olarak sağlık hizmetini Emekli Sandığı mensuplarına 23.09.2003 tarihli protokol uyarınca sunduğu da açıktır. Zira, davacı taraf, Maliye Bakanlığı ve Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü"nce aralarında düzenlenen 09.06.2005 tarihli sözleşme ile 23.09.2003 tarihli protokol hükümlerine uyacağı hususunu kabul etmiştir. Bu nedenle öncelikle Maliye Bakanlığı, Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü ve Özel Sağlık Kurum ve Kuruluşlarını temsil eden dernekler arasında düzenlenen 23.09.2003 tarihli protokol hükümleri incelenmelidir:
Söz konusu protokolün devlet memurları ile emekli ve malullük aylığı alanların özel sağlık kurum ve kuruluşlarında muayene ve tedavi edilmeleri hakkında düzenlenmiş olup, tanımlar kısmından anlaşıldığı üzere sağlık kurumu, ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurumlarını ifade etmektedir. Davacı da ikinci basamak sağlık kurumu olarak protokol kapsamındadır. Protokolün 5.maddesinde, sağlık kuruluşunun hastayı, ikinci basamak resmi veya özel sağlık kurumuna sevk etmesi halinde, toplam fatura bedeli üzerinden Maliye Bakanlığı’nca tespit edilen oranda indirim yapılacağı belirtilmiş; 6.maddesinde ikinci basamak sağlık kurumlarına birinci basamak sağlık kuruluşlarından sevk edilmeksizin doğrudan başvurulması halinde, Maliye Bakanlığı’nca tespit edilen oranda indirim yapılacağı düzenlenmiştir.
Protokolün 7.maddesinde ise; ikinci basamak sağlık kurumlarından tıp merkezleri ve özel dal merkezlerinde Maliye Bakanlığı’nca tespit edilen oranda indirim yapılacağı hususu belirtilmiştir. Protokolün 7.maddesi uyarınca, yapılacak indirimin 2.basamak sağlık kurumlarından olan tıp merkezlerinde uygulanacağı açık olup, madde metnine göre, bu indirimin yapılmasının sevk zinciri olup olmaması ile ilgisi de bulunmamaktadır. Bu nedenle 2006 yılı Bütçe Uygulama talimatına sevk zinciri konulup konulmamasının önemi yoktur.
Öte yandan taraflar arasında uygulanacak olan 23.09.2003 tarihli protokolü değiştiren, ortadan kaldıran başka bir sözleşme de yapılmış değildir.
Açıklanan nedenlerle, Özel Daire bozma ilamında belirtilen gerekçelerle, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen bozma ilamına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, aynı kanunun 440.maddesi uyarınca hükmün tebliği tarihinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.11.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.