22. Hukuk Dairesi 2015/29436 E. , 2018/9000 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin ... Devlet Hastanesinde çalıştığını, 2010 yılı Ocak ayında ücretlerinin tek taraflı olarak düşürüldüğünü belirterek anılan tarihten itibaren hesaplanacak fark ücret alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, uyuşmazlığa konu durumun Bakanlığın 2009/32 ve 2009/64 sayılı hizmet alımlarında çalıştırılacak işçi sayısının tespiti ve öngörülecek ücretler başlıklı genelgelerinden kaynaklandığı, davacının genelgelerden haberdar olmamasının mümkün olmadığı, yasal süre içerisinde itiraz edilmeden ücretlerin alındığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 01/01/2010 öncesinde her altı ayda bir ortalama olarak 32,50 TL zam yapıldığı, ücret düşürülmesinden sonraki dönemde en az bu miktarda zam yapılması gerektiği belirtilerek bilirkişi tarafından hesaplanan fark ücret alacağı hüküm altına alımıştır.
Karar, süresi içerisinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-İşçinin ücretinin düşürülüp düşürülmediği ve düşürülmüşse aradaki fark ücret alacağına hak kazanıp kazanmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Ücret ödeme borcu, işçinin iş görme borcu karşısında yer alan ve işverenin iş akdinden doğan temel borcudur. Ücret iş akdinin kurucu unsuru olduğundan, ücret olmaksızın bu sözleşmenin varlığından sözedilemez.
4857 sayılı İş Kanununun 62 inci maddesine göre ise "Her türlü işte uygulanmakta olan çalışma sürelerinin yasal olarak daha aşağı sınırlara indirilmesi veya işverene düşen yasal bir yükümlülüğün yerine getirilmesi nedeniyle ya da bu Kanun hükümlerinden herhangi birinin uygulanması sonucuna dayanılarak işçi ücretlerinden her ne şekilde olursa olsun eksiltme yapılamaz."
Öte yandan 4857 sayılı İş Kanununun 22 nci maddesine göre " İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17 ila 21 inci madde hükümlerine göre dava açabilir.
Taraflar aralarında anlaşarak çalışma koşullarını her zaman değiştirebilir. Çalışma koşullarında değişiklik geçmişe etkili olarak yürürlüğe konulamaz."
Yukarıda yapılan açıklamalar altında somut olay değerlendirildiğinde; davacı vekili müvekkilinin aldığı ücretin rızası alınmaksızın tek taraflı olarak düşürüldüğünü, buna bağlı olarak eksik ücret ödendiğini ileri sürerek fark ücret talebinde bulunmuştur.
Davacı işçinin davalı ..."na bağlı Hakkari Devlet Hastanesi"nde değişen alt işverenler işçisi olarak çalıştığı anlaşılmaktadır.
İşçinin yazılı rızası alınmadan ücretinden yapılan indirim 4857 sayılı İş Kanunu"nun 22 nci maddesine aykırı olup işçiyi bağlamayacağı açıktır.
Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre 01.01.2010 tarihinden sonra davacının prime esas kazancında düşme olduğu anlaşılmaktadır. Ancak ücret bordroları ve hizmet alım sözleşmeleri sunulmamıştır.
Öncelikle davacıya ait ücret bordroları ve hizmet alım sözleşmeleri temin edilmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.03.2017 tarihli 2015/22-3568 esas 2017/462 sayılı kararında belirtildiği şekilde, önceki ücretin asgari ücretin belli bir oranda fazlası olarak kararlaştırıldığı durumda, bu oranın yeni dönemde de korunmasının esas olduğu gözetilerek 2009 yılı Aralık ayındaki ücret, o dönemdeki asgari ücrete oranlanarak tespit edilecek kat sayı esas alınarak işçinin 2010 yılı Ocak ayı ve sonrasındaki dönemde alması gereken ücreti belirlenmeli ve sonra ödenen ücreti mahsup edilerek fark ücret alacağı hesaplanmalıdır.Hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli değildir.
Kabule göre de davalı Bakanlık 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 13/j maddesi gereğince harçtan muaf olup, yargılama giderleri içerisinde harçtan sorumlu tutulması hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacı tarafa iadesine, 18/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.