Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/18548
Karar No: 2018/5079
Karar Tarihi: 14.05.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/18548 Esas 2018/5079 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/18548 E.  ,  2018/5079 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı vekili; müvekkilinin, ..."de yaptırmış olduğu inşaatlarda davalının eşi ...’un yaptığı elektrik işleri nedeniyle ve...’un isteği üzerine davalının banka hesabına 12/04/2010 tarihinde 1.500,00 TL ve 23/06/2010 tarihinde 3.900,00 TL para yatırdığını, ..."un müvekkili aleyhine elektrik işlerinden dolayı açtığı alacak davasında müvekkilinin davalının hesabına yatırdığı paraların hesaba katılmadığını, bu nedenle ... İcra Müdürlüğünün 2014/901 Esas sayılı dosyasında davalı hakkında ilamsız icra takibi yapıldığını, davalının haksız yerer itirazı nedeniyle takibin durduğunu belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına, davalıdan %20"den aşağı olmamak üzere tazminat alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; davalının davacıya borcu bulunmadığını, davacı ile davalının eşi arasındaki ilişkinin tarafı olmadığını savunarak; davanın reddini dilemiştir.Mahkemece ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/80 Esas sayılı dosyasının hükme esas alınan bilirkişi raporunda iş bu davaya konu 1.500,00 ve 3.900,00 TL"nin düşümünün yapıldığı, davacının ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/80 Esas sayılı dosyasının kararını temyiz ederken bu dava konusunu da temyize konu etmiş olup, Yargıtayca ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/80 Esas sayılı kararı onanmış olduğundan, davacının bu davaya ilişkin 5.400,00 TL"lik talebi daha önce kesin hükümle karara bağlandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Kesin hüküm hem bireyler hem de devlet için hukuki durumda bir kararlılık ortaya koyar. Bununla hukuki güvenlik ve yargı erkine güven sağlandığından kesin hüküm kamu yararı ile doğrudan ilgilidir. Hemen belirtilmelidir ki, kesin hükmün amacı, kişiler arasındaki uyuşmazlıkların hem kesinleşme anı hem de gelecek için çözümlenmesidir. Bu amacın gerçekleşmesinde, hem davanın taraflarının, hem de Devletin hem toplumun yararı vardır. Çünkü kişiler aralarındaki uyuşmazlığın kesin bir biçimde sonuçlanması için dava sırasında bütün olanaklarını kullanırlar ve dava sonucunda verilecek kararla artık bu uyuşmazlığın sona ermesini isterler. Bunda Devletin de yararı vardır, çünkü Devlet, mahkemelerin sınırsız bir biçimde aynı uyuşmazlık ile tekrar tekrar meşgul edilmesini istemez ( Arslan, R./ Yılmaz, E./Taşpınar Ayvaz, S.: Medeni Usul Hukuku, Ankara 2016, s.664). Dava konusu uyuşmazlık hakkında kesin hüküm bulunuyorsa aynı konuda, aynı taraflar arasında ve aynı dava sebebine dayanılarak yeni bir dava açılamaz.
    Kesin hüküm itirazı davanın her aşamasında ileri sürülebilir ve mahkemenin de davanın her aşamasında kesin hükmün varlığını kendiliğinden gözetip, davayı kesin hüküm bulunduğu gerekçesiyle ve dava şartı yokluğundan reddetmesi gerekir. Yine kesin hüküm itirazı mahkemede ileri sürülmemiş olsa dahi ilk defa Yargıtay"da (temyiz veya karar düzeltme aşamasında) ve hatta bozmadan sonra da ileri sürülebilir ve tarafların iradesine de bağlı olmayan mutlak bir etkiye sahiptir. O nedenle kesin hükmün varlığının, yargılamanın bir kesiminde nazara alınmamış olması diğer bir kesiminde ele alınmasını engellemez (Kuru, B.:Hukuk Muhakemeleri Usulü, C. V, 6. b., İstanbul 2001, C. V, s. 4980 vd.).
    Hukuk düzeninde istikrar sağlama amacı taşıyan kesin hüküm, hükme karşı yasa yollarının tükenmesi (şekli anlamda kesin hüküm) ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin bir daha dava konusu yapılmaması (maddi anlamda kesin hüküm) şeklinde hukuk yargılama sistemimizde yer almaktadır.Şekli anlamda kesinleşmeyi zorunlu kılan, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin yeniden dava konusu yapılamaması amacını güden maddi anlamda kesin hüküm 6100 sayılı HMK’nın 303. maddesinde düzenlenmiştir.Anılan maddeye göre bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın, taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.
    Somut olayda; davacının, davalının eşi ... ile yaptığı iş nedeniyle davalı ...’ya banka havalesi ile yaptığı ödemelerin iadesi istemiyle davalıya karşı ilamsız icra takibi yaptığı, davalının itirazı üzerine iş bu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmaktadır.Öte yandan, ... (...) 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.01.2013 gün ve 2012/80-2013/28 E-K sayılı dosyası incelendiğinde; davacı yüklenici ...’un, davalı arsa sahibi (iş bu davanın davacısı) ...’a ait inşaatlarda yaptığı elektrik işinin karşılığını alamadığı gerekçesiyle alacak davası açtığı, yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği, hükmün 15.01.2015 tarihinde kesinleştiği, temyize konu bu dosyamızın davalısının o dosyada davanın tarafı olmadığı görülmüştür.Mahkemece; kararın aynı hukuki nedenlere ve vakıalara dayalı olduğu ve konusunun aynı olduğu, dolayısıyla kesin hüküm oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; ... (...) 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin tarafları ile eldeki bu davanın tarafları farklı olup, önceki kararın kesin hüküm teşkil ettiğinden söz edilemez.Hâl böyle olunca, davacının yeni bir dava ile davalıdan alacağı talep etmesinde herhangi bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Mahkemece, işin esasına girilerek bir sonuca varılması gerekirken, aksine düşünce ile kesin hüküm bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
    2-) Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi