Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/8836
Karar No: 2015/4422
Karar Tarihi: 09.06.2015

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/8836 Esas 2015/4422 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2014/8836 E.  ,  2015/4422 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen itirazın iptali davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 25.06.2014 gün ve 5680 Esas, 4889 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
    - KARAR -

    Davacı vekili, müvekkili kooperatifçe davalı aleyhine kooperatif ortaklığından kaynaklanan 48.050,00 TL asıl alacak, 72.768,21 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 120.818,21 TL"nin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, itirazının iptali ile takibin devamına ve %40 oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile itirazın iptaline, asıl alacağın %40"ı oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 25.06.2014 tarih ve 5680 E., 4889 K. sayılı ilamıyla, Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli inceleme ve araştırmaya dayalı olmadığı gibi hüküm kurmaya da elverişli olmadığı, davalı tarafın, üyeliğini dava dışı ..."ndan devraldığını, bu kişiye 48.252,00 TL ödeme yaptığını, bu paranın bu kişi tarafından kooperatife yatırılmış olduğunu savunmuş olup, mahkemece bu konuda yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığı, davalı kooperatif anasözleşmesinin 17/3. maddesinin, “Devir halinde eski ortağın kooperatife karşı tüm hak ve yükümlülükleri yeni ortağa geçer” hükmünü içerdiği, pay devrinin alacağın temliki yolu ile yapılması, temlikin de BK"nın 163. maddesi uyarınca yazılı olması gerektiği, üyeliğe bağlı hak ve alacakların borçlusunun kooperatif, alacaklısının ise üyeliği devir alan yeni ortak olduğu, eğer devir eden ortak pay yönünden borçlu ise, borcun nakli hükümlerinin uygulanacağı (BK 173 vd), borcun devir alana geçtiği, her ne kadar yapı kooperatifinde, ortakları mal sahibi yapmak amacı olsa bile; pay devrinin, bir satış vaadi de olmadığı, bu nedenle, adi yazılı devrin dahi geçerli olduğu, devredenin borçlarının, devre ve devrin kabulüne engel olmadığı, devredenin borçlarınn devir alana geçeceği ve ödemediği takdirde devralanın ihraç edilme olanağının da her zaman bulunduğu, öte yandan, daire satımında üyeliğin kendiliğinden alıcıya satım ile birlikte geçmediği, satıcının üye olması ve üyeliğinin alıcı tarafından ayrıca devir alınması gerektiği, üyelik ayrıca devredilmedikçe satıcının üyeliğinin kooperatif nezdinde devam edeceği, satıcının üye olmasının alıcının bu üyeliği ayrıca devir alması, devir alanın kooperatif üyelik koşullarını taşıması halinde kooperatifin bu kişiyi 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 14/3. ve anasözleşmenin 17/2. maddeleri uyarınca ortaklığa kabul etmesinin zorunlu olduğu, üyelik devir sözleşmesinin yapıldığı tarih itibariyle sözleşmenin yanları arasında geçerli sonuç doğurmasına karşın, kooperatif bakımından ise 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 14/3. ve anasözleşmenin 17/1. ve 2. maddeleri hükümleri gereği, devrin kooperatife bildirilmesi ve yönetimin makul sürede yapacağı inceleme sonunda devir alanın ortaklık şartlarını taşıması durumunda devir alanı makul süre içerisinde üyeliğe kabulü kararı verdiği tarihte hüküm ifade edeceği, 17/1. madde hükmünde yer alan yazılı başvuru koşulunun, devrin geçerliliğine ilişkin olarak değil, devrin kooperatife iletilmesi ve kabulü için ispat bakımından sevk edildiği bu nedenle, kooperatif üyelik hakkının devredildiğinin davadan önce davalı kooperatife bildirilmemesinin, devir alanın hakkına olumsuz bir etki yapmayacağı, bu durumda, mahkemece, kooperatif ortaklığının, kooperatif yetkili organlarının açık bir kabulü ile gerçekleşebileceği gibi bu hususta açıkça alınmış bir karar olmasa da, kooperatifin kişi ile bu sıfatla yazışmalar yapması, onu genel kurullara çağırması, belirli miktarda ödeme kabul etmesi veya konut tahsisi ve teslim etmesi ve tadilata izin vermesi şeklinde zımnen de gerçekleşebileceği gözönünde bulundurularak, davacı kooperatifin kayıt ve belgeleri, varsa kur"a tutanakları, tahsis belgeleri, kuruluşundan takip tarihine kadar genel kurul kararları kooperatifler konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla incelenerek, yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde, davalının açıkça bir kararla ya da zımni olarak ya da devir suretiyle kooperatif üyesi olup olmadığı üzerinde durulması, davalının anılan kişiden üyeliği devir alıp almadığının kesin olarak belirlenmesi gerektiği, devir almış ise anasözleşmenin 17/3. madde hükmü uyarınca devreden üyenin hak ve yükümlülüklerinin devir alana geçeceği, buna göre, devir edenin ödemelerinden geriye kalan borcu davalının devir aldığı; boşalan üyeliğe davalının yeni üye olarak kaydının yapıldığının belirlenmesi halinde ise, davalının anılan kişinin ödemelerinden yararlanamayacağı ve davalının kooperatife giriş tarihinden itibaren asıl alacak ve işlemiş faiz borcunun belirlenmesinin gerektiği, davalının üyeliği anılan kişiden devraldığının belirlenmesi halinde ise; bu kişinin üyeliğinin statüsü, ödemeleri, bu konuda ileri süreceği iddia ve savunmaları, davacının talebi yönünden sonuca etkili olup, bu davada verilecek olan karar ile dava dışı Ertan Caner Çorumluoğlu"nun da hukukunun etkileneceği, üyelik devri var ise anılan kişinin yokluğunda görülen bu davada verilen kararın ona karşı infaz edilmesi olanağı bulunmadığı, davada taraf olmayanın durumu tartışılarak onun leh veya aleyhinde bir karar verilemeyeceği, bu durumda mahkemece, davacı tarafa Ertan Caner Çorumluoğlu aleyhine dava açmak üzere süre verilmesi, dava açıldığında bu dava ile birleştirilmesinin sağlanması, bu kişiden davalı ile yaptığı devir sözleşmesinden dönüp dönmediği ya da iptalini sağlayıp sağlamadığı sorularak, varsa savunma ve delilleri toplandıktan sonra, davalının 48.252,00 TL ödeme savunması üzerinde de durularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı, davalının borçlu olduğunun belirlenmesi halinde ise; karar tarihinden önce 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu"nun 7. maddesinde aynen "Türk Borçlar Kanunu"nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76., faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır. " hükmüne yer verildiği, kooperatif genel kurulunca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidatın süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı, genel kurullarca kararlaştırılan faiz oranlarının daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlayacağı, bu durumda, 818 sayılı BK’nın 101/2. (6098 sayılı TBK’nın m.117.) maddesi hükmü karşısında, genel kurulun belirlediği tarihin kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranının, TBK" nın 88. maddesinde düzenlenen anapara faizi olmayıp, 120. maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkin olduğu, kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizinin uygulanması gerektiği, somut olayda, davaya konu aidat borcu ve faiz oranı kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranının TBK’nın 120/2. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı, bu durumda, mahkemece, karar tarihinden önce yürürlüğe giren anılan yasal düzenleme bu açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından değerlendirilerek, işlemiş temerrüt faizi oranı ve miktarı ile işleyecek temerrüt faiz oranı bakımından gerektiğinde bilirkişiden denetime elverişli bir rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yasal düzenleme gözden kaçırılarak, yazılı şekilde hüküm kurulmasının da doğru olmadığı gerekçesiyle davalı yararına bozulmuştur.
    Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
    Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere ve özellikle Mahkemece, bozma ilamına uyulması üzerine inceleme yapılırken davalının davacı kooperatifte birden fazla üyeliğinin olup olmadığı, üyeliğinin ya da üyeliklerinin dayanağının inceleceğinin tabiî bulunmasına göre, HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 5,20 TL harç ve takdiren 248,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 09.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi