Abaküs Yazılım
20. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/16315
Karar No: 2016/52

Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2015/16315 Esas 2016/52 Karar Sayılı İlamı

20. Ceza Dairesi         2015/16315 E.  ,  2016/52 K.

    "İçtihat Metni"

    İtirazla İlgili Mahkeme Kararı : Ağır Ceza Mahkemesi 13/11/2014 - 2014/258 esas ve 2014/262 sayılı kararı
    Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma


    İtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi.
    A) KONUYLA İLGİLİ BİLGİLER:
    Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık ... hakkında ... Ağır Ceza Mahkemesi"nce yapılan yargılama sonucu 13/11/2014 tarihinde 2014/258 esas ve 2014/262 karar sayı ile sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.
    Hüküm sanık müdafii tarafından tarafından temyiz edilmiştir.
    Dairemizce 13/10/2015 tarihinde 2015/351 esas ve 2015/4020 karar sayı ile sanık hakkındaki hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    B) İTİRAZ NEDENLERİ:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itiraz yazısında özetle;
    Tartışma konusu sanıklardan elde edilen ve suç delili olarak kabul edilerek mahkumiyete esas alınan uyuşturucu maddenin hukuka uygun bir şekilde elde edilip edilmediğine ilişkindir.
    Konuya ilişkin mevzuata bakıldığında;
    Anayasanın 38/6. maddesinde "Kanuna aykırı elde edilmiş bulgular delil olarak kabul edilmez" şeklinde düzenleme yapılmıştır.
    CMK "nın 116 , 117, 118, 119, 120, 121 ve devamı maddelerinde de arama ve elkoyma ile ilgili esaslar belirlenmiştir. Buna göre, "Hakim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının, Cumuhriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlileri arama yapabilirler. Ancak konutta, işyerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama hakim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile yapılabilir. Kolluk amirinin yazılı emri ile yapılan arama sonuçları Cumhuriyet Başsavcılığına derhal bildirilir." şeklinde düzenleme yapılmıştır. CMK"nın 206. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi ve 217. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hukuka aykırı olarak elde edilen delillerin reddolunacağı ve yüklenen suçun hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş delille ispat edilebileceği hükümlerini amirdir.
    2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu"nun 4/A maddesi 6. fıkrasında ise "Polis durdurduğu kişi üzerinde veya aracında silah veya tehlike oluşturan diğer bir eşyanın bulunduğu hususunda yeterli şüphenin varlığı halinde kendisine ve başkalarına zarar verilmesini önlemek amacına yönelik gerekli tedbirleri alabilir. Bu amaçla kişinin üzerindeki elbisenin çıkarılması veya aracın dışarıdan bakıldığında içerisi görünmeyen bölümlerinin açılması istenemez. Ancak el ile dıştan kontrol hariç, kişinin üstü ve eşyası ile aracının dışarıdan bakıldığında içerisinin görünmeyen bölümlerinin aranması İçişleri Bakanlığı tarafından belirlenecek esaslar dahilinde mülki amirin görevlendireceği kolluk amirinin yazılı, acele hallerde sonradan yazıyla teyit edilmek üzere sözlü emriyle yapılabilir. Kolluk amirinin kararı yirmidört saat içinde görevli hakimin onayına sunulur. Bu fıkra kapsamında yapılan araç aramalarına ilişkin olarak kişiye, arama gerekçesini de içeren bir bir belge verilir." şeklinde düzenleme yapılmıştır.
    Adli ve Önleme Arama Yönetmeliği"nin "Karar alınmadan yapılacak arama" başlıklı 8. Maddesinde, "Aşağıdaki hallerde ayrıca bir arama emri ya da kararı aranmaz," denilmesinden sonra sınırlı şekilde bunlar sayılırken (f) bendinde;
    "5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 24 üncü maddesindeki kanunun hükmü ve amirin emrini yerine getirme 25 inci maddesindeki meşru savunma ve zorunluluk hali ve 26 ncı maddesindeki hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası ile diğer kanunların öngördüğü hukuka uygunluk sebebleri ve suçüstü halinde yapılan aramalarda toplum için veya kişiler bakımından hayati tehlikeyi ortadan kaldırmak amacıyla veya kapalı yerlerden gelen yardım çağrıları üzerine, konut, işyeri ve yerleşim yeri ile eklentilerine girmek için." şeklinde düzenleme yapılmıştır.
    Adli ve Önleme Arama Yönetmeliği"nin 27. maddesinin 5. fıkrasında;
    Durdurma üzerine aşağıdaki işlemler yapılır:
    a)Durdurulan kişi üzerinde giysilerinden herhangi birisi çıkarılmaksızın yoklama biçiminde bir kontrol yapılır. Bu işlem sonucunda kişide silah bulunduğu sonucunu çıkarmaya yeterli şüphe meydana gelirse memur kendiliğinden silah ve diğer suç eşyası araması yapabilir.
    b) Yoklama suretiyle kontrol kişinin cinsiyetinde bulunan görevli tarafından yapılır.
    c) Yapılan kontrolün konusu ve sebepleri ilgiliye açıklanır.
    d) Bir kişinin veya aracın durdurulma süresinin şartlara göre, makul olması ve ayrılan süreyi geçmemesi gerekir.
    e)Yoklama suretiyle kontrol kişiye en az sıkıntı verici şekilde yapılır.
    f)Yapılan kontrolün neticesinde suça konu iz, eser, emare ve delil elde edilirse kişi yakalanır.
    g) Uyuşturucu gibi belirli bir şeyin kişinin herhangi bir yerinde gizlendiği düşünülüyorsa daha geniş çaplı kontrol yapılabilir.
    h)Yoklama suretiyle kontrol kişinin veya aracın ilk durdurulduğu yerde veya o yerin yakınında, mümkün olduğu kadar başkalarının görmeyeceği tarzda yapılır. Başka yere götürülerek kontrol yapılmaz.
    i) Makul sebebi oluştuğu takdirde daha geniş kapsamlı kontrol yapılması için, kolluk aracından veya yakındaki kapalı bir yerden yararlanılabilir.
    j) Kontrolden sonra talep üzerine olay yerinde derhal bir tutanak düzenlenir.
    Bu maddede yazılı işlemler gece de yapılabilir." şeklinde düzenleme yapılmıştır.
    Yakalama, Gözaltına Alma Ve İfade Alma Yönetmeliği"nin "Yakalama" başlıklı 6. maddesinin 3. fıkrasında "Yakalama sırasında suçun iz, emare ve delillerinin yok edilmesini veya bozulmasını önleyecek tedbirler alınır." şeklinde düzenleme yapılmıştır.
    CMK"nın 2. maddesinin 1. fıkrasının (j) bendinde;
    Suçüstü:
    "1. İşlenmekte olan suçu,
    2. Henüz işlenmiş olan fiil ile fiilin işlenmesinden sonra kolluk, suçtan zarar gören veya başkaları tarafından takip edilerek yakalanan kişinin işlediği suçu,
    3. Fiilin pek az önce işlendiğini gösteren eşya ve delille yakalanan kimsenin işlediği suçu," biçiminde tanımlanmıştır.
    Yukarıda anlatılan somut olay ve belirtilen mevzuat çerçevesinde,
    Arama ve elkoyma işlemi Anayasa"nın 20. maddesi ve CMK"nın 116 ve devamı maddeleri uyarınca istisnasız hakim kararı, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcıcısı ve Cumhuriyet savcısına ulaşılmaması durumunda ise kolluk amirinin yazılı emri ile yapılabileceği kuşkusuzdur.
    Ancak çok istisnai ve acele hallerde kolluk amirinin yazılı emrinin dahi alınamayacağı bir durum sözkonusu olursa kolluk görevlisinin doğrudan arama ve elkoyma işlemi yapması sonucu elde edilen delillerin hukuka uygun sayılıp sayılmayacağı konusu tartışılmalıdır. 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu"nun 4/A. maddesi 6. fıkrasında ise bu konuda bir düzenleme getirilerek, polisin kişi üzerine veya aracında silah veya tehlike oluşturan diğer bir eşyanın bulunduğu hususunda yeterli şüphenin varlığı halinde kendisine ve başkasına zarar verilmesini önlemek amacına yönelik olarak gerekli tedbirleri alabileceği el ile dıştan konrol yapabileceği, başka bir deyişle kaba üst araması yapabileceği esası getirilmiştir. Aksine üzerinde tehlikeli bir silah, bomba ya da patlayıcı tehlikeli bir madde taşıdığından şüphe edilerek yakalanan kişini en azından üstünün kontrol edilmesi için kolluk amirinin yazılı emrinin alınması beklenemez.
    Karar alınmadan arama yapılabilecek durumlar Adli Arama ve Önleme Araması Yönetmeliği"nin 8. maddesinde tek tek sayılmış, (f) bendinde suçüstü hali de gösterilmiş, ayrıca aynı Yönetmeliğin 27. maddesinde kişinin suç işleyeceği ya da işlediği hususunda kolluk görevlisinin kanaat elde etmesi halinde (g) bendinde "uyuşturucu gibi belirli şeyin kişinin herhangi bir yerinde gizlendiği düşünülüyorsa daha geniş çaplı kontrol yapılabileceği" de belirtilmiştir.
    Bunlardan bizi ilgilendiren kısım (f) bendinde suçüstü halinde kolluk görevlisi yakaladığı veya durdurduğu şüphelinin üzerinde suç delillerinin kaybolmaması amacıyla üst araması yapıp yapamayacağı ve bu şekilde bir üst araması yapılarak delil elde edilmişse, işlemin hukuka uygun olup olmadığıdır.
    Somut olayda olay tutanağından da net olarak anlaşıldığı üzere, olay günü saat 22.00 sıralarında kolluğun haber merkezine ihbar yapıldığı, ihbarda İnal Caddesi üzerinde kısa boylu, kollarında dövme olan bir şahsın uyuşturucu sattığının bildirildiği, bunun üzerine sivil ekiplerin olay yerine sevk edilerek beklediği, saat 22.15 sıralarında sanık ..."in Enes ile buluştuğu, sanık ..."in cebinden bir şey çıkarıp şahsa verdiğinin görüldüğü, bunun üzerine sanık ..."in yakalandığı, üzerinde Enes"e sattığı 1 fişek uyuşturucudan elde edilen 20 TL ve yine satışa hazır halde özenle paketlenmiş 4 adet daha fişek eroin bulunduğu anlaşılmıştır.
    Kolluğun haber merkezine soyut olarak saat 22.00 sıralarında ihbar yapıldığında mevcut duruma göre emniyet görevlileri tarafından alınan bu ham ve soyut istihbari bilginin, "adli arama kararı" veya “yazılı adli arama emrini" talep edilecek bir somut delile dayanmadığı ve "adli arama kararı" veya “yazılı adli arama emrini" talep edilecek aşamada bulunmadığı, mevcut usul ve yasalara göre görevlilerin sadece istihbari çalışmada bulunabilecekleri, bu çalışma esnasında sivil ekipler saat 22.15 sıralarında olay mahalline ulaştıklarında, ihbarın doğru çıkması ve uyuşturuçu alışverişini bizzat görmeleri üzerine, suç delilleri görevliler tarafından göz teması ile elde edilmiş ve muhafaza altına alınmıştır. Bu nedenle yapılan işlem hukuka uygundur.
    Yukarıda arz ve izah edildiği üzere sanıkların basit göz teması ile suçüstü halinde yapılan basit arama sonucunda suça konu uyuşturucu madde elde edildiğinden delillerin de hukuka uygun olarak kabul edilmesi ve sanık ..."e verilen mahkumiyet hükmünün onanması düşüncesindeyiz. Elde edilen deliller hukuka uygunluğundan dolayı; sanığa verilen mahkumiyet hükmünün onanması istenmiştir.
    C)CUMHURİYET BAŞSAVCISININ İTİRAZIYLA İLGİLİ YASA HÜKÜMLERİ:
    1- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 308. maddesi:
    (1) Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, re"sen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kurulu"na itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz.
    (2) (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanan 6352 sayılı Kanun"la eklenen fıkra) İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir.
    (3) (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanan 6352 sayılı Kanun"la eklenen fıkra) Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na gönderir.
    2- 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un geçici 5. maddesi (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanan 6352 sayılı Kanun"la eklenen)

    .../....

    (1) Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 308. maddesinde yapılan değişiklikler, bu Kanun"un yayımı tarihinde Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nda bulunan ve henüz karara bağlanmamış dosyalar hakkında da uygulanır.
    D) İTİRAZIN VE KONUNUN İRDELENMESİ:
    Dairemizin itiraza konu olan kararının, itiraz yazısında ileri sürülen tüm nedenler tartışılıp değerlendirilerek verildiği ve kararda bir yanlışlık bulunmadığı anlaşıldığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itirazı yerinde görülmemiştir.
    İtirazın incelenmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na gönderilmesine karar vermek gerekmektedir.
    E) KARAR: Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itirazının yerinde görülmediğine,
    2- 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, itirazın incelenmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na GÖNDERİLMESİNE,
    12/01/2016 tarihinde, oybirliğiyle karar verildi.






















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi