16. Ceza Dairesi Esas No: 2018/1895 Karar No: 2018/2523 Karar Tarihi: 11.09.2018
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/1895 Esas 2018/2523 Karar Sayılı İlamı
Özet:
16. Ceza Dairesi'nin 2018/1895 E. ve 2018/2523 K. sayılı dosyasında, sanığın silahlı terör örgütüne üye olmaktan mahkumiyetine dair yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verildi. Dosyanın incelenmesi sonucunda, sanığın aynı suçtan yargılandığı başka bir dosyasının da bulunduğu ve mükerrer yargılama ve cezalandırılmanın önlenmesi amacıyla bu dosyanın da birleştirilerek delillerin birlikte değerlendirilmesinin gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca sanığın Bylock uygulamasını kullandığının teknik verilerle tespiti halinde, bu delilin suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması gerektiği vurgulanmış ve yazılı şekilde karar verilmesinin kanuna aykırı olduğu belirtilmiştir. Kararın dayandığı kanun maddeleri TCK'nın 314/2, 62/1, 58/9, 53 ve 63/1, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleridir.
16. Ceza Dairesi 2018/1895 E. , 2018/2523 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK"nın 62/1, 58/9, 53, 63/1 maddeleri gereğince mahkumiyetine dair istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1-)Yapılan UYAP sorgulamasında, sanık hakkında Ankara 29. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/226 Esas sayılı dosyasında silahlı terör örgütüne üye olma, dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından derdest davanın bulunduğunun anlaşılması karşısında, mükerrer yargılama ve cezalandırılmanın önlenilmesi amacıyla sanığa yüklenen silahlı terör örgütüne üye olma suçunun temadi eden suçlardan olduğu da nazara alınmak suretiyle; suç, iddianame ve yakalanma tarihleri göz önünde bulundurularak zaman ve mahiyet itibarıyla aynı faaliyetlere ilişkin olup olmadığı, söz konusu faaliyetler arasında hukuki veya fiili kesinti bulunup bulunmadığının tespiti bakımından her iki dosya birleştirilip deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmesi lüzumu, 2-Kabule göre de; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16.MD-956 E. 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas 2017/3 sayılı kararında; “Bylock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren bir delil” olacağının kabul edildiği gözetilerek; Bylock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, Bylock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, bu delilin suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında; ilgili birimlerden ayrıntılı Bylock tespit ve değerlendirme tutanağı getirtilip duruşmada sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulduktan sonra bir karar verilmesi gerekirken, ... İl Emniyet Müdürlüğü tarafından düzenlenen yetersiz belgelere dayanılarak eksik araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan bu sebepten dolayı hükmün BOZULMASINA, ceza miktarı, mevcut delil durumu, suç vasfı ve tutuklulukta geçen süre dikkate alınarak tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamına, 11.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.