MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.07.2013 gününde verilen dilekçe ve birleştirilen dava ile geçit hakkı talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine dair verilen 19.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ..., ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 157 ada 27 parsel sayılı taşınmazın davacıya ait olduğunu, geçit ihtiyacı içerisinde bulunduğunu belirterek 157 ada 25 ve 26 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde geçit hakkı tesisine karar verilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalı 157 ada 26 parsel sayılı taşınmaz maliki ..., uygun bir bedel karşılığında geçit hakkı verilmesini kabul ettiğini beyan etmiştir.
Davalılar 157 ada 25 parsel sayılı taşınmaz malikleri davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, asıl davanın kabulüne, 157 ada 27 parsel lehine aynı yer 25 ve 26 parseller üzerinden 05/05/2014 tarihli bilirkişi raporunda 4. alternatifden, krokide D harfi ile gösterilen yerden geçit hakkı tesisine, bilirkişi raporunun ve krokinin kararın eki sayılmasına, dosyaya yatırılan geçit hakkı bedelinin karar kesinleştiğinde davalılar ... ve ... mirasçıları ..., ..., ... ve ..."a tapudaki ve mirasçılık belgesindeki payları oranında ödenmesine, birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar ..., ..., ... vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine ve özellikle 28 parsel sayılı taşınmazın güneyinde yer alan yolun çıkmaz yol olduğunun anlaşılmasına göre, hüküm usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalılar ..., ..., ..., ... vekilinin aşağı bendin kapsamı dışında kalan tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Mahkemece, dosyaya yatırılan geçit hakkı bedelinin karar kesinleştiğinde davalılar ... ve... mirasçıları ..., ...,... ve ... tapudaki hisseleri ve mirasçılık belgesindeki payları oranında ödenmesine karar verilmiştir. Ancak hükümde 26 sayılı parsel maliki ve 25 sayılı parsel maliklerine depo edilen bedelin hangi oranda ödeneceğinin açıkca gösterilmemesi doğru görülmemiş ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nun 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalılar ..., ..., ..., ... vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hüküm sonucunun 3. paragrafının hükümden çıkarılarak yerine "Dosyaya yatırılan geçit hakkı bedelinden 6.792TL"nin karar kesinleştiğinde davalı ..."e, 7.368TL"nin ... mirasçıları ..., ..., ..., ..."a mirasçılık belgesindeki payları oranında ödenmesine" cümlesinin yazılmak suretiyle düzeltilmesine, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve değiştirilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.