Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/30849 Esas 2018/8977 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/30849
Karar No: 2018/8977
Karar Tarihi: 18.04.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/30849 Esas 2018/8977 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2015/30849 E.  ,  2018/8977 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı isteminin özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesini emeklilik nedeni ile haklı sebeple feshettiğini belirterek fazla mesai ücreti ve kıdem tazminatı alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
    Davalı cevabının özeti:
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkeme kararının özeti:
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar, süresi içerisinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    Dosya içeriğine göre, bilirkişi tarafından fazla çalışma ücret alacağı, davacının fiilen 09.00 da çalışmaya başlandığı, dosyada bulunan açılış ve kapanış saatleri ile davacı tanıklarının personelin çıkış saatine göre davacının çalışmaya devam ettiğine dair beyanları birlikte değerlendirilerek alarm kayıtlarının hesaplamada esas alındığı, bazı kayıtlarda kapanış saatleri yer almadığından davacının o günler için 7,5 saat çalıştığının kabulü ile ara dinlenme sürelerinin düşüldüğü, davacının sözleşmesinde fazla çalışma ücrete dahil olduğundan yıllık 270 saati aşan çalışmalarının değerlendirilerek hesap yapıldığı bildirilmiştir.
    Davalı tarafça 15.06.2010-23.11.2012 tarihlerini kapsayan log kayıtlarının dosyaya sunulduğu ve bu kayıtların detaylı olarak incelenmediği anlaşılmıştır. Mahkemece, çalışma gün ve sürelerinin davalı işverence sunulan bilgisayar log kayıtları, log kayıtlarının bulunmadığı çalışma dönemi bakımından tanık beyanları ve banka açılış ve kapanış saatleri birlikte değerlendirilmek suretiyle denetime elverişli olacak şekilde hesaplama yapılarak ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek davacının fazla çalışma ücreti alacağı bulunup bulunmadığı belirlenmelidir. Bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine,18/04/2018 gününde oybirliği ile karar verildi.











    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.