2. Hukuk Dairesi 2016/22778 E. , 2017/11431 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafaka
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kadının kısmen kabul edilen tedbir nafakası davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velayet düzenlemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2- Davacı-karşı davalı erkek tarafından 07.11.2014 tarihinde boşanma davası açılmış, kadın tarafından 09.10.2014 açılan tedbir nafakası davası (TMK m. 197) eldeki dava ile birleştirilerek yapılan yargılama sonunda mahkemece, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle, tarafların boşanmalarına, tarafların maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) taleplerinin reddine, kadın yararına yoksulluk nafakasına (TMK m. 175), velayetlerin davacı-karşı davalı babaya verilmesine ve kadının tedbir nafakası davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri ile iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği dava dilekçesinde bulunmalıdır (HMK m. 119/l-e-f)- Aynı şekilde cevap dilekçesinde ise, savunmanın dayanağı olan bütün vakıaların açık özetlerinin ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğinin bulunması gereklidir (HMK m. 129/l-d-e). Somut olayda boşanma ve nafaka olarak iki ayrı dava bulunmaktadır. Davaların birlikte görülmesi halinde her dava bağımsız niteliğini korur. Bunun sonucu olarak da usul hukuku kurallarının her dava bakımından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir. Erkeğin boşanma dava dilekçesi davalıya 26.11.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı süresinde cevap dilekçesi vermemiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında davacı-karşı davalı erkeğe mahkemece kusur olarak yüklenen vakıalara davalı-karşı davacı kadının usulünce dayandığı kabul edilemez. Usulüne uygun şekilde süresinde ileri sürülmeyen ve çekişmeli olarak belirlenmeyen (HMK m. 129/1 -d, 137, 140/3, 187) vakıalar esas alınarak davacı-karşı davalı erkeğe kusur yüklenemez. Bu durumda eldeki boşanma davasında davacı-karşı davalı erkeğe kusur yüklenmesi doğru değildir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı-karşı davalı erkek tarafından usulüne uygun olarak dayanılan vakıalardan, davalı-karşı davacı kadının eşine ve eşinin ailesine ağır hakaretler ettiği hususu ispatlanmış olup, yukarıda yapılan açıklamalarda dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadının boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmakla en azından eşinin maddi desteğini yitirecek olan ve boşanmaya sebep olan olaylar kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunan davacı-karşı davalı erkek yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata (TMK m.
174/1-2) hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak, erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
3- Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere davalı-karşı davacı kadına dava dilekçesi usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş, davalı-karşı davacı kadın süreden sonra sunduğu cevap dilekçesi ile yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat taleplerinde bulunmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 141. maddesi "Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır" hükümlerini düzenlemiştir. Açıklanan sebeplerle davalı-karşı davacı kadının, cevap süresinden sonra verdiği dilekçesinde yer alan yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında mahkemece karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup hükmün bu sebeple de bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde geösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan diğer bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.23.10.2017 (Pzt.)