18. Ceza Dairesi 2019/23592 E. , 2020/848 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret suçundan sanıklar ..., ..., ... ve ...’in beraatlerine dair Çanakkale 5. Asliye Ceza Mahkemesi"nden verilen 20/04/2016 gün ve 2015/59 esas, 2016/405 karar sayılı hükmün O Yer Cumhuriyet Savcısı tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 02/10/2019 gün ve 2018/566 esas, 2019/13723 karar sayılı ilamı ile onama yönündeki kararına karşı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 07/12/2019 gün ve 18-2016/330413 sayılı itiraz yazısı ile itiraz etmesi üzerine dosya Daireye gönderilmekle incelendi;
I- İtiraz Nedenleri
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın ilgili itiraz yazısında özetle;
Sanıkların bu eylemlerinin kolluk kuvvetlerince görüntüye alındığı ve bu görüntüler ile ilgili görüntü tespit ve çözüm tutanağı düzenlendiği, tüm dosya kapsamına göre değerlendirme yapıldığında, sanıklar ..., ..., ... ve ..."in "hırsız var" şeklinde slogan attıkları ve diğer yandan aynı alanda, sanıklar..."nin de "hırsız ..." şeklinde slogan attıkları yürüyüş sırasında atılan sloganların çoğul takısıyla yapılmayıp tek kişiye yönelik olduğu, siyasi olaylarla bağlantı kurularak "hırsız var" şeklinde slogan atıldığı ve sözlerin hedefinin kime yönelik olduğu açıkça anlaşılmaktadır.
Sanıklar "hırsız var" şeklinde slogan atarken katılan Başbakan"ın ismini zikretmemiş adını anmamış ise de, TCK"nın 126. maddesi kapsamında sarf edilen sözlerin katılan Başbakan ..."a yönelik olduğu konusunda bir kuşku bulunmamaktadır.
Bu itibarla; sanıkların katılana yönelik "hırsız var" diyerek slogan atmak şeklindeki eyleminin TCK"nın 125/1-3.a maddesinde yazılı görevli memura hakaret suçunu oluşturduğu gözetilmeden yasal olmayan yetersiz gerekçeyle sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında beraat kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğü gerekçeleriyle, Dairemizin onama kararının kaldırılarak, sanıklar hakkında görevli memura hakaret suçundan verilen hükmün bozulması talep edilmiştir.
II- İtirazın Kapsamı
İtiraz, sanıkların sarf ettiği sözlerin katılana yönelik olduğu ve hakaret suçunu oluşturduğuna ilişkindir.
III- Karar
Gereği görüşülüp, düşünüldü:
Dairemizin istikrar kazanmış kararlarına göre, hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövme fiilini oluşturması gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında; sanıkların olay tarihinde yapılan gösteri yürüyüşü sırasında söyledikleri sözlerin kime söylendiğinin ve TCK’nın 126. maddesinde de belirtildiği üzere, duraksamaya yol açmayacak bir şekilde katılanın şahsına yönelik olduğunun anlaşılamaması karşısında; matufiyet şartının olayda gerçekleşmediği, bu itibarla, hakaret suçunun unsurlarının somut olayda oluşmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, Dairemizin 02/10/2019 gün ve 2018/566 esas, 2019/13723 sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE, 6352 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Kanun"un 308. maddesinin 3. fıkrası gereğince itirazı incelemek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na GÖNDERİLMESİNE, 15/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.