21. Hukuk Dairesi 2016/18789 E. , 2016/15554 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, sigorta başlangıç tarihinin 03.06.1987 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava; davacının sigorta başlangıç tarihinin 03.06.1987 olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; muhasebe bürosunda evrak götürüp getirdiğini beyan eden davacı adına 03.06.1987 tarihli işe giriş bildirgesi düzenlendiği, davacının dava dilekçesinde; işe giriş bildirgesindeki işyerinde 3 ay çalıştığını beyan ettiği, imza incelemesi sonucu bildirgedeki imzanın davacının eli ürünü olmadığının bildirildiği, davalı Kurum tarafından işe giriş bildirgesini düzenleyen işyerince talep edilen tarihe ait döenm bordrolarının verilmediğinin bildirildiği, bordro tanığı dinlenilmediği, komşu işyeri tanıklarının da araştırılmadığı, davacı tanıkları tarafından davacı ile birlikte çalıştıklarının beyan edildiği, ancak davacı tanıklarının işe giriş bildirgesindeki işyerinde talep edilen tarihte çalıştıklarına dair dosyada belge bulunmadığı, imza incelemesine esas alınmak üzere dosyaya gelen belgeler arasında davacının ....Dekanlığı"na sunduğu 11.06.1987 tarihli bir dilekçe bulunduğu, bu dilekçede davacı tarafından; 1986-1987 yaz dönemi stajı için danışmandan olur alındığı, işe giriş bildirgesini düzenlenleyen işyerinin .... ilinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır.
Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da emniyet yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
Somut olayda; davacının,...Dekanlığı"na sunduğu 11.06.1987 tarihli dilekçe ile 1986 – 1987 yaz dönemi için staj oluru aldığı, ancak davacının 03.06.1987 tarihinde işe başladığına dair verilen işe giriş bildirgesinin 03.07.1987 tarihinde davalı Kurum"a verildiği, davacının ..."de bulunan işyerinde 3 ay çalıştığını iddia ettiği, stajını yapıp yapmadığının, yapmış ise nerede yaptığının araştırılmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla mahkemece; davacının 03.06.1987 tarihinde işe giriş bildirgesinin verildiği işyerinde eylemli çalışmasının bulunup bulunmadığı tereddüte mahal bırakmayacak derecede ortaya konulmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; 11.06.1987 tarihli dilekçe gereğince davacının 1986 – 1987 yaz dönemi stajını hangi tarihler arasında ve nerede yaptığını araştırmak, talep edilen tarihte işe giriş bildirgesindeki işyerine komşu olan işyeri sahipleri ile çalışmaları kayıtlara geçmiş çalışanları zabıta marifeti ile tespit ederek dinlemek, davacı tanıklarının sicil dosyalarını ve hizmet cetvelerini dosya arasına almak ve böylece toplanan deliller değerlendirilmek sureti ile davacının talep edilen tarihte eylemli çalışması bulunup bulunmadığını tereddüte mahal bırakmayacak derecede ortaya koymaktan ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.