6. Ceza Dairesi 2016/919 E. , 2016/1902 K.
"İçtihat Metni" Yağma suçundan sanık ...’ın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 497/1, 55/3, 59/2 ve 81/3.maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay 1 gün ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına dair ...Ağır Ceza Mahkemesinin 23/10/2001 tarihli ve 2001/254 esas, 2001/288 sayılı kararının Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 12/02/2002 tarihli ve 2002/132 esas, 2002/1568 sayılı ilamıyla onanarak kesinleşmesini müteakip, 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun lehe hükümlerinin uygulanması talebi üzerine, sanık ...’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 149/1-a-c-h, 150/2, 31/3 ve 62/1.maddeleri uyarınca 2 yıl 9 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair ...Ağır Ceza Mahkemesinin 03/04/2015 tarihli ve 2001/254 esas, 2001/288 sayılı ek kararına karşı Adalet Bakanlığının 23/10/2015 gün ve 2015-E.21912-69225 sayılı kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02/12/2015 gün ve KYB/2015/361771 sayılı ihbar yazısı ile infaz dosyası 17/03/2016 tarihinde Dairemize gönderilmekle incelendi:
Anılan Yazıda;
(1-5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2. maddesi ile 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesinde yer alan “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenleme ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27/12/2005 tarihli ve 2005/3-162-173 sayılı kararına nazaran, lehe kanunun tespit edilip, uygulanması, herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasını, delil toplanmasını, takdir hakkının kullanılmasını gerektiriyorsa ya da cezanın kişiselleştirilmesine ilişkin bir hükmün uygulanması imkânı sonraki kanun ile doğmuşsa, hükümde değişiklik yargılamasının duruşmalı yapılmasının zorunlu olduğu gözetilmeden, dosya üzerinden karar verilmesinde,
2- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2. maddesi ile 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenleme karşısında, önceki ve sonraki temel ceza kanunlarının ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
3- “Malın değerinin azlığı” kavramının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na özgü, ayrı ve yeni bir kavram olduğu, yasa koyucunun amacı ile suçun işleniş biçimi, olayın özelliği ve sanığın özgülenen kastı da gözetilmek suretiyle daha çoğunu alma olanağı varken, yalnızca gereksinmesi kadar ve değer olarak da gerçekten az olan şeylerin alınması durumunda, yasal ve yeterli gerekçeleri de açıklanarak, uygulanabileceği hususu gözetilmeden karar verilmesinde,
4- Kayden 08/09/1983 doğumlu olup, suçun işlendiği 29/01/2001 tarihinde onbeş yaşını doldurmuş olup onsekiz yaşını doldurmamış olan suça sürüklenen çocuğun cezasından, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 31/3. maddesinin, 08/07/2005 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 5377 sayılı Kanun"un 5. maddesi ile yapılan değişiklikten önceki metnine göre 1/2 oranında indirim yapılması gerektiğinin gözetilmeden 1/3 oranında indirim yapılarak cezaya hükmedilmesinde, isabet görülmemiş olduğundan bahisle 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması) Dairemizden istenilmiştir.
TÜ R K M İ L L E T İ A D I N A
Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbar yazısı incelenen dosya içeriğine göre yerinde görüldüğünden kabulü ile ... Ağır Ceza Mahkemesinin 03.04.2015 gün, 2001/254 Esas ve 2001/288 Karar sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK"nın 309.maddesi gereğince BOZULMASINA, yerel Mahkemece kanun yararına bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmak üzere dosyanın mahalline gönderilmesine, 17.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.