10. Hukuk Dairesi 2017/1325 E. , 2019/8918 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Asıl ve birleşen dava, davalı ...’in sahibi olduğu işyerinden yapılan bildirimlerin sahte olduğunun tespiti üzerine diğer davalıya yapılan tedavi masraflarının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ile davalılardan ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada mahkemece; davalılardan ...’in diğer davalı ...’e ait işyerinde 15.12.2012 - 2014/2. ay döneminde bildirimlerinin bulunduğu, kurum denetmen raporunda 08.05.2013 tarihinden sonra yapılan bildirimlerin gerçek olmadığı gerekçesi ile iptal edildiği, mahkemece davacı kurumun 2011/50 sayılı Genelgesinin 4.10. maddesi gereği sigortalının sigortalılığını yitirdiği tarihten geriye doğru bir yıl içinde 90 gün zorunlu sigortalılığının olması halinde sigortalılığının yitirildiği tarihten itibaren 90 gün süreyle sağlık hizmetinden yaralanma hakkının bulunduğu, bu halde davacı kurumun 14.03.2013 tarihinden itibaren 90 günlük sürenin dolduğu 13.06.2013 sonrası dönem yönünden talepte bulunabileceği değerlendirilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de, yapılan inceleme yetersiz olup karar vermeye yeterli değildir.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun 86/9. maddeleri olup, bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, re"sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Yukarıdaki yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığı altında; davalı ...’in işyeri dosyası ile dönem bordroları ve davalının çalışmaları ile ilgili tüm bilgi, belge ve kayıtlar davacı Kurumdan ve işverenden istenilmeli, dönem bordrolarında ismi bulunan bordro tanığının bilgi ve görgüsüne başvurulmalı, işyerinin vergi, elektrik, telefon, gelir-gider kayıtları sorulmalı, işyeri kapanış belgeleri getirtilmeli, davalı işverenin Osmaniye’de alt işveren olarak iş yaptığı yönündeki beyanı karşısında, bu işlerin tarihleri belirlenmeli, şayet dava konusu dönemde ise çalıştırdığı işçiler araştırılmalı, kolluk marifetiyle komşu işyerlerinin işverenleri ile hizmetleri bildirilen çalışanları tespit edilerek dinlenilmeli, tanık beyanları arasında çelişki oluşursa giderilmeli, böylelikle davalı ...’in ilgili dönemler itibariyle işyerindeki çalışmasının gerçek/fiili olup olmadığı ve niteliği yöntemince araştırılmalı ve uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip, deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum ile davalılardan ... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcınin istek halinde davalılardan ..."e iadesine, 21/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.