Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/41 Esas 2016/12867 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/41
Karar No: 2016/12867
Karar Tarihi: 03.10.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/41 Esas 2016/12867 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2016/41 E.  ,  2016/12867 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, müvekkili ile banka arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, kredi borcunun ödendiğini ve buna ilişkin davalı banka tarafından ibraname verildiğini, davalının sözleşmeye dayanarak rehnin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yaptığını ileri sürerek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini, takibin iptalini ve kötüniyet tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, takip dayanağı borcun genel kredi sözleşmesi kapsamında verilen asıl kart ve ek kart kullanımından doğan borç olduğunu, verilen taşıt rehninin imzalanan kredi sözleşmesi ile ilgili doğmuş ve doğacak tüm borçları kapsaması nedeniyle davacı aleyhine rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığını savunarak, davanın reddini ve icra inkar tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.
    Mahkemece, taraflar arasında kredi sözleşmesi imzalandığı, kredi borcu nedeniyle davacının üzerine kayıtlı olan araç üzerinde rehin tesis edildiği, adı geçen taşıt rehin sözleşmesinin doğmuş ve doğacak tüm borçlar için verildiği, kredi borcu kapandıktan sonra kredi sözleşmesine bağlı olarak ek kredi kartı tahsis edildiği, kart borcu nedeniyle davalı bankanın rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapmakta haklı olduğu, davacının kötü niyetinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı ile davalı banka arasında düzenlenen 31.12.2010 tarihli genel kredi sözleşmesi uyarınca davalıya kredi kullandırıldığı, açılmış ve açılacak krediden doğmuş ve doğacak tüm borçların teminatını teşkil etmek üzere rehin sözleşmesi düzenlendiği anlaşılmaktadır. Davacı, davalı bankaya borçlu olmadığını iddia etmektedir. Bu durumda mahkemece bankacılık konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulu aracılığı ile banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılıp davacının davalı bankaya borçlu olup olmadığını tespit ettirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yönde bir inceleme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 03/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.