![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2019/96
Karar No: 2019/8901
Karar Tarihi: 21.11.2019
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/96 Esas 2019/8901 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, yurtdışında Türk vatandaşlığında geçen borçlanmaya esas süreleri 3201 sayılı Kanun kapsamında ve talep tarihindeki borçlanmaya esas tutar üzerinden borçlanabileceğinin tespiti istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, yapılan yargılama neticesinde ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar.
“Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince de, sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki Kuru, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.) ldi.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle; mahkemece verilen ilk kararının “kısa karar gerekçeli karar çelişkisi nedeniyle” usulden bozulduğu, kararın usulu yönden bozulması nedeniyle tarafların lehine ve aleyhine usulu kazanılmış hak oluşturmayacağı, ilk kararın usul yönünden bozma olduğu halde Mahkemece, ilk kararı temyiz etmeyen davacı aleyhine ve Kurum lehine usulü müktesep hak oluşturduğu gerekçesi ile davacının talep tarihindeki prim üzerinden borçlanma istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığı şeklinde yazılı gerekçe ile karar tesis edilmesi yerinde değil ise de temyiz edenin sıfatına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 21.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.