10. Hukuk Dairesi 2017/1663 E. , 2019/8900 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, davalı işverenler yanındaki çalışmaları kapsamında itibari hizmet süresinin ve fiili hizmet zammı tespiti ve sigortalılık sürelerine eklenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili ve davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının tüm, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin (2). fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükmü öngörülmüş olup, 506 sayılı Yasa"nın Ek 5. maddesinin 3. fıkrasının “… Fiilen çalışılmış güne eklenecek itibari hizmet günü sayısının bulunmasında (Çalışılan gün sayısı x 0,25) formülü uygulanır.” hükmü gereği, davacının 27.03.2007-30.09.2008 tarihleri arasında davalı işyerlerindeki çalışılan, sigorta primi ödenmiş günleri x 0,25 formülüyle hesaplanan itibari hizmet süresi bulunduğunun ve bu sürenin sigortalılık süresine itibari hizmet süresi olarak eklenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
3-Mahkemece kabul edilen, davacının 01.10.2008-12.01.2009 tarihleri arasındaki fiili hizmet süresi zammına tabi çalışmaları yönünden;
01.10.2008 günü itibarıyla aynı tarihte yürürlüğe giren “Fiili hizmet süresi zammı” başlıklı 40. maddesinde, belirtilen işyerlerinde ve işlerde çalışan sigortalıların prim ödeme gün sayılarına, bu işyerlerinde ve işlerde geçen çalışma sürelerinin her 360 günü için karşılarında gösterilen gün sayılarının, fiili hizmet süresi zammı olarak ekleneceği, çalışmanın fiili hizmet süresi zammı kapsamında değerlendirilebilmesi için, tablonun (13) ve (14) numaralı sıralarında belirtilen sigortalılar hariç, sigortalının kapsamdaki işyerleri ile birlikte işlerde fiilen çalışması ve söz konusu işlerin risklerine maruz kalmasının koşul olduğu açıklanmış, maddenin (8) numaralı sırasında da “Kapsamdaki İşler/İşyerleri” başlığı altında “Döküm Fabrikaları”, “Kapsamdaki Sigortalılar” başlıklı bölümde de “1) Döküm kalıp ve maçalarının yapılması ve döküme hazır duruma getirilmesi işlerinde çalışanlar. 2) Döküm şarjının hazırlanması ve her çeşit maden eritme (izabe) fırınlarının döküme hazır duruma getirilmesi işlerinde çalışanlar. 3) Maden eritme ve dökme işlerinde çalışanlar.” ibarelerine yer verilmiştir.
5510 sayılı Yasa"nın 40. maddesinin 3 ve 4. fıkralarındaki “Bu maddenin birinci fıkrası hükmüne göre hesaplanan fiilî hizmet süresi zammı, yukarıdaki tablonun (13) ve (14) numaralı sırasında yer alan sigortalılar için sekiz, diğer sigortalılar için beş yılı geçmemek üzere uzun vadeli sigorta kolları uygulamasında prim ödeme gün sayısına eklenir. Bu sürelerin, üç yılı geçmemek üzere; (18) numaralı sırasında bulunanlar için tamamı diğerleri için yarısı emeklilik yaş hadlerinden indirilir. Tablonun (10) numaralı sırasında yer alan sigortalılar için bu fıkradaki süre sınırı uygulanmaz.
Yukarıdaki fıkrada belirtilen yaş haddi indiriminden yararlanabilmek için ölüm ve malûliyet halleri ile (18) numaralı sırada bulunanlar hariç tablonun (10) numaralı sırasında yer alan sigortalıların en az 1800 gün, diğer sıralarda yer alan sigortalıların ise en az 3600 gün belirtilen işyeri ve işlerde çalışmış olmaları şarttır. ” hükmü gereği, davacının kapsamındaki davalı işverenin işinde fiili hizmet süresi zammına tabi çalışmalarının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin (2). fıkrası gereği infaza uygun karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hüküm fıkrasının; 1 fıkrasında yer alan itibari hizmet ve fiili hizmet süresi zammının tespitine yönelik paragrafının tamamen silinerek, yerine, a) “Davacının, davalı işyerlerinde gerçekleşen çalışmaları yönünden 506 sayılı Kanunun ek 5. maddesi kapsamında itibari hizmet süresi hak ve olanağından yararlanması gerektiğinin ve buna göre, 27.03.2007-30.09.2008 tarihleri arası davalı işyerinden bildirilen (2A ve 3A olarak bildirilenler haricinde) toplam 125 prim ödeme gün sayısına ilişkin olarak (Çalışılan gün sayısı X 0,25) formülüyle belirlenen 31,25 gün itibari hizmet günü sayısının sigortalılık süresine eklenmesi gerektiğinin tespitine;” b) “5510 sayılı Yasanın 40. maddesi uyarınca, davacının, davalı işyerinde, yapılan döküm işindeki 1.10.2008-12.1.2009 tarihleri arasındaki çalışmalarında sigorta primi ödenmiş günleri x60/360 formülüyle hesaplanan 100x60/360= 16,66 gün fiili hizmet zammı süresi bulunduğunun, bu sürenin prim ödeme gün sayısına fiili hizmet süresi zammı olarak eklenmesi gerektiğinin tespitine,” cümlesinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına, 21.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.