11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/6263 Karar No: 2018/7122 Karar Tarihi: 20.09.2018
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/6263 Esas 2018/7122 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği bir kararda, sanıkların resmi belgede sahtecilik suçu işledikleri gerekçesiyle mahkumiyetlerine karar verildiği ancak, kararın gerekçe ve hüküm bölümlerinde çelişkiye düşüldüğü için bozulmasına karar verildiği belirtilmiştir. Ayrıca, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilirken kişisel özelliklerin olumsuzluğuna atıfta bulunulmadığından bozulmasına karar verilmiştir. Kararın bozulması gerektiği kanun maddesi ise 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesidir. Ayrıca, TCK'nin 53. maddesi hakkında Anayasa Mahkemesi'nden yeni değerlendirme yapılması gerektiği vurgulanmıştır.
11. Ceza Dairesi 2017/6263 E. , 2018/7122 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazlarının reddine; ancak: 1-Kararın gerekçe bölümünde, “...’nin, ... ve ...’nın resmi belge niteliğinde olan ve iğfal kabiliyetine haiz lise diplomasını düzenlemek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işledikleri anlaşıldığından aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir” denilmesine rağmen, hüküm kısmında, “Sanık ...’nin olay günü suretiyle sahte resmi belge kullanmak suçunu işlediği iddia, ikrar, ekspertiz raporu, olay tutanağı ve tüm dosya kapsamından anlaşılmakla …”denilerek, sanık ...’nin resmi belge düzenlemek suçunu mu yoksa resmi belgeyi kullanmak suçunu mu işlediği konusunda çelişkiye düşülmesi, 2-Sanık hakkında "suçunu ikrar ederek, yargılama sürecindeki olumlu davranışları, cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri takdiri indirim nedeni kabul edilerek" şeklindeki gerekçe ile TCK"nin 62. maddesi uygulandığı halde; " sanığın kişilik özellikleri, duruşmadaki tutum ve davranışları ile verilen ceza miktarı gözönüne alınarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde ileride bir daha suç işlemeyeceği yönünde mahkememizde olumlu kanaat oluşmadığından" biçimindeki gerekçesi ile mahkemeyi olumsuzluğa sevk eden kişisel özelliklerin neler olduğu da açıklanmadan, çelişkiye neden olacak şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3-5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun‘un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20/09/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.