21. Hukuk Dairesi 2019/2673 E. , 2020/721 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
FER"İ MÜDAHİL : Sosyal Güvenlik Kurumu Vek. Av....
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 6. İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
K A R A R
A)Davacı İstemi;
Davacı vekili, davacının 10/01/2014-15/01/2015 tarihleri arası davalı Havuzlu Konak Site Yöneticiliğinde çalıştığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabı;
Dava dilekçesinin Havuzlu Konak Site Yönetimi ... adına çıkarıldığı, tevziat saatlerinde adreste yetkili olmadığından evrakın mahalle muhtarına tebliğ edildiği, davalı adına davaya cevap verilmemiştir.
Fer"i müdahil SGK Başkanlığı vekili; müvekkili kurumun 6552 sayılı yasa kapsamında davalı yanında fer"i müdahil olarak yer alması gerektiğini, davacıya ait hizmet dökümü ve işyeri kayıtları incelendiğinde davacının iddia edilen dönemlere ait bildirim ve kaydının olmadığını beyanla açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
C)İlk Derece Mahkemesi Kararı;
Mahkemece yapılan yargılama sonunda "davasının kabulüne, 1601019451689 sigorta sicil numaralı davacının 10/01/2014-15/01/2015 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığının tespitine" karar verilmiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı;
Bölge Adliye Mahkemesince, 6100 sayılı Kanun"un 355. maddesinde yer alan, incelemenin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı, ancak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde bunun kendiliğinden gözetileceği yönündeki düzenleme çerçevesinde yapılan incelemede, istinaf kanun yoluna başvuran kurumun dilekçesinde yer verdiği itirazların, sıralanan gerekçeler ışığında yerinde olmadığı, ayrıca, kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, fer"i müdahil vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiştir.
./..
E) Temyiz Nedenleri, SGK vekili, kamu düzenine ilişkin hizmet tespiti davalarında bir hizmet akdine dayalı kesintisiz fiili çalışmanın ortaya konulması gerektiği, mahkemenin re"sen araştırma yükümlülüğü altında olduğunu, bu ilkelere riayet edilmeden hüküm kurulduğu, hizmet akdinin varlığının araştırılmadığı, ücret konusunun araştırılmadığı, buna ilişkin davacıda bulunan belgeler veya site yönetiminin kayıtlarının araştırılmadığı, eksik inceleme ile hüküm kurulduğu, site sakinlerinin dinlenilmesinin gerekli görülmediği, hükme dayanak gösterilen tanıkların uyuşmazlığa konu dönemin tamamında çalışmasını bilebilecek konumda olmadıklarını, kamu tanıklarının beyanlarının fiili çalışmanın ispatında yeterli kabul edilemeyeceğinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliğinin kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Somut olayda, dava dilekçesinde davalı site yöneticisi olarak ..."ın belirtildiği, dava dilekçesi tebligatında yöneticinin soyadının ... olarak yanlış yazıldığı ve usulüne uygun tebliğden bahsedilemeyeceği, site yöneticiliğinin karar defteri örneklerinin incelenmesinde 06/11/2016 tarihli karar ile yönetici değişikliğine ilişkin toplantının çoğunluk sağlanamadığından toplantının 06/11/2016 tarihine ertelendiğinin belirtildiği ancak sonraki toplantılara ve alınan kararlara ilişkin defter kayıtlarının dosya arasında bulunmadığı anlaşılmaktadır. Şu halde davalı site yöneticiliğinde yöneticinin kim olduğu ilgili belgeler getirtilip kesin bir şekilde belirlenmeden, taraf teşkili sağlanmadan usulune uygun olmayan dava dilekçesi tebliği ile taraf teşkilinin tamamlandığının kabulüyle sonuca gitmek hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, Havuzlu Konak Site Yöneticiliğinin karar defterinin sureti getirtilerek site yöneticisinin kim olduğunun tespiti ile davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasını sağlamak, taraf teşkili tamamlandıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, feri müdahil SGK vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
./..
SONUÇ:Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 11/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.