7. Hukuk Dairesi 2021/1059 E. , 2021/867 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 24/11/2006 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16/04/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Dava, komşuluk hukukundan kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, müvekkili ...3 no"lu apartman yöneticiliği tarafından 1962 yılında 4 m yüksekliğinde istinat duvarı yaptırıldığını, binanın arka üst kot kısmında bulunan davalı binaların kat malikleri tarafından ise güvenlik önlemi alınmaksızın arazinin meyilli kesimine bahçe kazanmak amacıyla toprak dolgu yaptırıldığını, yüzey, çatı ve kanalizasyon sularının istinat duvarına yönlendirildiğini, tüm bunların sonucunda davalı binalar ile vekili bulunduğu bina arasındaki istinat duvarının yıkıldığını, ertesi gün ...Belediye Başkanlığının yeniden istinat duvarı yaptırılması için müvekkil apartman yönetimine ihtarda bulunduğunu, davalılar ile görüşmeler yapıldığını ancak sonuç alınamaması sebebi ile 19.676,50TL ödenerek duvarın 01/09/2006 tarihinde müvekkilleri tarafından yaptırıldığını, davalıların duvarın yıkımına sebebiyet vermesi nedeniyle bu meblağdan sorumlu olduklarını belirterek davanın kabulü ile hasar ve zararın tespitini, bu aşamada 19.676,50TL nin 01/09/2006 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı kat maliklerinden arsa payları oranında tahsilini istemiştir.
Davalılar ... ve Ayşe Sermin Barutçu vekili, davacılar tarafından yaptırılan duvarın yıkılmasında müvekkillerinin de maliki olduğu apartmana ait bir kusurun bulunmadığını, davacının iddialarının dayanaksız olduğunu belirterek davanın reddini, bir kısım davalılar vekili ise duvarın betonarme olması gerekirken taş duvar olarak inşa edildiğini, yağmur sularının akması gereken deliklerin yapılmadığını, ihmal ve onarım olmaması sebebi ile duvarın çöktüğünü, müvekkillerinin kusuru olmadığını, davacının iddialarının mesnetsiz olduğunu, belediye tarafından yapılan inceleme ve düzenlenen bilirkişi raporu ile duvarın fenni kurallara aykırı inşa edildiğinin saptanarak yapım yükümlülüğünün davacılara ait olduğunun belirlendiğini ayrıca duvar için ödenen bedelin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Birleştirilen ... 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyasında; davacılar vekili, asıl davada davalı olarak gösterilmeyen bir kısım davalılara karşı komşuluk hukukundan kaynaklı tazminat isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, "Davacılar ..., ...,..., ... ve ... tarafından açılan davanın 04/06/2008 tarihinde işlemden kaldırıldığı bu tarihten itibaren üç ay içinde yenilenmediği anlaşılmakla iş bu davanın adı geçen davacılar yönünden Hukuk Muhakemeleri Kanununun 150/5 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, davalı ... aleyhine açılan davanın reddine, davalılar ..., ..., ... ve ... aleyhine açılan davanın feragat nedeniyle reddine, birleşen ... 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyası da gözetilerek iş bu davanın kısmen kabulü ile 9.135,72TL alacağın 24/11/2006 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte diğer davalılardan arsa payları oranında alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine" şeklinde karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... ve bir kısım davalılar vekili temyiz etmişlerdir.
Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davası kişiye zarar verecek nitelikte ise kişinin o taşınmazda fiili hakimiyetinin bulunmasının gerektiği görüşü kabul edilmektedir. Bu fiili hakimiyetin, mülkiyet hakkına, sınırlı aynî hakka, (intifa, sükna, irtifak gibi) veya kişisel bir hakka (kiracılık, ortaklık gibi) dayanması gerekmektedir. O halde bir kimsenin komşu sıfatıyla bir dava açabilmesi için, ayni veya şahsi bir hakka dayanması, başka bir anlatımla komşuluk sıfatıyla zarar görmesi gerekmektedir. Öte yandan, apartman ve site yönetimlerinin görev ve yetkileri 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 35. maddesinde açıklanmıştır. Yönetici, ana gayrimenkulün korunması ve bakımı için kat maliklerinin yararına olan hususlarda onlar adına gerekli tedbirlerin alınması hususunda yetki sahibidir. Ancak, apartman yöneticisi, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davasında onları temsilen dava açamaz.
Somut uyuşmazlıkta; komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle tazminat davasını, ...3 no"lu Apartman Yöneticiliği ile apartmanın bağımsız bölüm kat maliklerine vekaleten Av.... açmıştır. Ancak davacılar vekili Av...., 24/05/2007 tarihli dilekçesi ile vekillikten çekildiğini bildirmiştir. Bunun üzerine davacılardan ...3 No"lu Apartman yöneticiliği adına yönetici ..., 18/06/2007 tarihli vekaletname ile Av. ... Av. ... Av. ... ve Av. ...i vekilleri tayin ettiğini bildirerek davayı takip etmiş, diğer davacılar adına davayı takip eden kimse bulunmadığından mahkemece 04/06/2008 tarihli 8 no"lu celsede "davacılardan ...3 nolu davacılar dışındaki davacılar olan..., ..., ... ... ve ... tarafından açılan davada avukatlarının davadan çekildiği ve çekilme kararlarının kendilerine tebliğ edilmesine rağmen davayı takip etmediklerinden bunlar hakkındaki davanın HUMK. 409 md. göre müracata bırakılmasına" şeklinde karar verilerek ...3 no"lu Apartman Yöneticiliği"nin davası hakkında davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuştur.
Apartman yöneticiliğinin tüzel kişiliği bulunmayıp aktif dava ehliyeti mevcut değildir. Açıklanan yön gözetilerek aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... ve bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.09.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.