Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2370
Karar No: 2017/1428
Karar Tarihi: 09.03.2017

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/2370 Esas 2017/1428 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/2370 E.  ,  2017/1428 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ...FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ...Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/11/2015 tarih ve 2010/182-2015/258 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi asıl ve birleşen davada davalılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 07.03.2017 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan asıl ve birleşen davada davacı vekili Av. ..., asıl ve birleşen davada davalı şirketler temsilcisi ... ile asıl ve birleşen davada davalılar vekili Av.... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili asıl ve birleşen davada; "..." markasının davacı adına tescilli olduğunu, "..." markasının davacıdan izin alınmadan davalıların ürettiği ürünlerin ve iş evraklarının üzerinde kullanıldığını ileri sürerek; davacının marka hakkına tecavüzün tespitini, önlenmesini, sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminata hükmolunmasını, makul bir payın eklenmesini, hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, yapılan tespitte herhangi bir ürüne rastlanmadığını, davacının iç piyasaya yönelik, davalıların ise ... dışına yönelik çalıştığını, davalı ... San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından "..." unsurlu marka başvurusunda bulunulurken, davacının başvurusundan haberdar olunmadığını savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; asıl davanın kabulüne, davalıların davacının marka hakkına tecavüzünün tespitine, önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, 612.542,76 TL"nin (davalı ... yönünden 7.500 TL ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 556 sayılı KHK"nın 67. maddesi uyarınca makul paya ilişkin talebin reddine, hükmün ilanına; birleşen davanın kabulüne, davalıların davacının marka hakkına tecavüzünün tespitine, önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, 5.000 TL maddi tazminatın müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline, takdiren belirlenen 5.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 556 sayılı KHK"nın 67. maddesi uyarınca makul paya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, asıl ve birleşen davada davalılar vekili temyiz etmiştir.
    1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre asıl ve birleşen davada davalılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2- Asıl davada dava dilekçesiyle, davacı adına tescilli “...” markasına davalılarca yapılan tecavüzün tespitine, kullanımın önlenmesine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, hükmün ilanına, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL maddi tazminat ve 5.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline, 556 sayılı KHK"nın 67. maddesi uyarınca makul bir payın hesaplanarak zarara eklenmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiş; birleşen davada da asıl davada yer alan aynı eylemlere dayalı olarak davacı adına tescilli “...” markasına davalılarca yapılan tecavüzün tespitine, kullanımın önlenmesine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, hükmün ilanına, HMK"nın 107. maddesi uyarınca şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın tahsiline, 556 sayılı KHK"nın 67. maddesi uyarınca makul bir payın da hesaplanarak zarara eklenmesine karar verilmesi istenmiştir. Böylece, asıl davada ileri sürülen taleplerle aynı olan birleşen davadaki davacı adına tescilli “...” markasına davalılarca yapılan tecavüzün tespitine, kullanımın önlenmesine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin talepler yönünden derdestlik itirazı nazara alınarak birleşen davadaki belirtilen talepler yönünden ret kararı verilmesi gerekirken birleşen davanın kabulüne, davalıların davacının marka hakkına tecavüzünün tespitine, önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına hükmedilmesi doğru olmamıştır.
    3- Birleşen davada manevi tazminata hükmedilmesi talebi bulunmazken mahkemece birleşen davada 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
    4- Asıl davada 5.000,00 TL maddi tazminatın, birleşen davada da 5.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsili istenmiş, 25/01/2013 tarihli dilekçe ile davalı ... San. ve Tic. Ltd. Şti. açısından maddi tazminat talebinin 607.542,76 TL arttırıldığı bildirilmiştir. Böylece, davalı ... San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında asıl davadaki maddi tazminat talebi 5.000,00 TL iken gerekçesi de açıklanmaksızın adı geçen davalının asıl davada hükmedilen maddi tazminat miktarından 7.500,00 TL ile sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
    5- Asıl ve birleşen davada davacı vekili maddi tazminat olarak yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında tercih hakkını 556 sayılı KHK"nın 66/b bendinde yer alan “marka hakkına tecavüz edenin markayı kullanmak yoluyla elde ettiği kazanca göre” belirlenmesi yönünde kullanmıştır. Bilirkişilerce gümrük beyannameleri ile ibraz edilen tutanak ve kayıtlar da incelenmek suretiyle; gümrük belgeleri fotokopilerinde marka açıklaması bölümünde dava konusu “...” markasının adının yer almadığı, davalıların “...” markasıyla yaptıkları ihracatın tutar ve miktarının kesin delillerle ispatlanamadığı, dolayısıyla davalıların tüm satışlarının “...” markasını kapsamadığı ancak satışları içinde bulunduğunun dikkate alındığı belirtilerek, maddi tazminat davalı ... San. ve Tic. Ltd. Şti"nin tüm ihracat tutarının %4 lisans oranı emsal alınarak hesaplanmıştır. Yani mahkemece hükmedilen maddi tazminat davalının tüm ihracat gelirlerinin %4"ü alınmak suretiyle hesaplanmış olup, dosya içerisinde yer alan bir kısım tutanak ve gümrük kayıtlarından davacının şikayeti üzerine davalının ihracata konu ürünleri üzerinde Gümrük Müdürlüğü"nde yapılan incelemelerde dava konusu markaya rastlanmadığı anlaşılmakla birlikte, bu tutanak içeriğinden ve davacısı ... San. Tic. Ltd. Şti, davalısı ... olan .... Asliye Ticaret Mahkemesi"nde görülen Gümrük Müdürlüğü"ne başvuru üzerine kırmızı hatta alınan emtiada dava konusu “...” markasının bulunmadığı tespit edildiğinden uğranılan zararın tahsiline yönelik dava dosyasına sunulan bilirkişi raporundan 12/05/2011 ve 11/04/2011 tarihli gümrük beyannamesi muhteviyatı eşyaların kontrolünde “...” markasına rastlanıldığı anlaşılmaktadır. Bu suretle asıl ve birleşen davadaki maddi tazminat talebinin tecavüzlü ürünler belirlenmek suretiyle belirlenen tecavüzlü ürünler üzerinden davacının “marka hakkına tecavüz edenin markayı kullanmak yoluyla elde ettiği kazanca göre” maddi tazminatın hesaplanmasını talep ettiği nazara alınarak belirlenmesi gerekirken davalıların davacı adına tescilli markaya tecavüzlü ürünleri, miktarı tespit edilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın temyiz eden asıl ve birleşen davada davalılar yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2), (3), (4) ve (5) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün asıl ve birleşen davada davalılar yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 09.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi