Abaküs Yazılım
9. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/19472
Karar No: 2022/4733
Karar Tarihi: 23.05.2022

Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2021/19472 Esas 2022/4733 Karar Sayılı İlamı

9. Ceza Dairesi         2021/19472 E.  ,  2022/4733 K.

    "İçtihat Metni"

    Cinsel istismar suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 23/09/2019 tarihli ve 2019/37933 soruşturma, 2019/28577 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Mersin 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 05/11/2019 tarihli ve 2019/5214 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya tetkik edildi.
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet Savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet Savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu,
    Dosya kapsamına göre, şüpheli hakkında kamu davası açmak için mağdurun soyut iddiası dışında yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de;
    18/01/2007 doğum tarihli mağdur ...'in Cumhuriyet Savcısı huzurunda, 19/07/2019 tarihinde alınan beyanında özetle; şüphelinin teyzesinin eşi olduğunu, dört yaşındayken yaz tatilinde teyzesinin evine kalmak amaçlı gittiklerini, evde kimse kalmayınca şüphelinin kıyafetlerini çıkarıp kendisini soyduğunu, eliyle özel bölgesini okşadığını, sıkar şekilde göğsüne dokunduğunu, bacaklarına ellediğini, kendi özel bölgesine zorla dokunduğunu, bu olayların altı yaşına kadar devam ettiğini, yedi yaşındayken de benzer eylemleri yaptığını, en son 2019 yılı ... Bayramında telefonuyla oynarken kıyafetlerinin üstünden bacağına dokunduğunu, bu dokunmayı kuzeni ...'ın gördüğünü, şüphelinin kuzenine de dokunduğunu ifade ettiği, 13/03/2008 doğum tarihli ...'ın da 19/07/2019 tarihinde Cumhuriyet Savcısı huzurunda alınan beyanında, şüphelinin yanlışlıkla göğüs bölgesine dokunduğunu, bir keresinde şüphelinin kendisini mağdur ...'e yaptıklarını annesi ve babasına söylememesi için tehdit ettiğini, şüphelinin ... bayramında ...'in bacağına dokunduğunu gördüğünü, bir keresinde göğsüne ellerken, bir keresinde de bacağına ellerken gördüğünü söyleyerek mağduru destekler nitelikte beyanlar vermesi, ifadelere katılan adli görüşmecinin ... ve ...'in fiziki görünüm ve bilişsel kapasitelerinin yaşları ile uyumlu olduğunu belirttiği, şüphelinin alınan ifadesinde suçlamaları kabul etmese de, mağdur ve ailesinin yazları ve 2019 yılı ... Bayramında evlerine geldiğini söylemesi, mağdurun ablası ...'in 04/09/2019 tarihinde tanık olarak alınan beyanında, kardeşinin yanına gelerek bir şeyler söylemek istediğini, ne olduğunu sorunca şüphelinin kendisine yaptıklarını anlattığını, bunları söylerken titrediği ve korktuğunu, teyzesinin kızı ...'a da benzer şekilde dokunduğunu söylediği, bunun üzerine teyzesine gittiklerini, ... ile de ilk defa kendisinin konuştuğunu, onun da şüphelinin göğüs bölgesine dokunduğunu söylediği, bu sırada ...'ın ...'e dönerek söyledin mi tarzında bir şeyler söylediğini duyduğunu söyleyerek olayları destekler nitelikte beyanlar vermesi, mağdur ve ailesinin şüpheliye iftira atmasını gerektirecek bir durumun dosyaya yansımamış olması, mağdurun ayrıntılı bir şekilde beyan vermesi karşısında, şüpheli hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan kamu davası açmaya yeterli delil bulunduğu, delillerin takdir ve değerlendirme yetkisinin mahkemeye ait olduğu cihetle, itirazın kabulü ile kamu davasının açılmasına karar verilmesi yerine, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 07/12/2020 gün ve 94660652-105-33-18209-2020-KYB sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği görüşüldü:
    30.10.2017 tarihli YCGK'nın 2017/586 - 450 E. K. sayılı kararında belirtildiği gibi 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK'nun 172. maddesinin ikinci fıkrasıyla, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra, yeni bir delil meydana çıkmadan Cumhuriyet Savcısınca kendiliğinden kamu davası açılamayacağı hüküm altına alınmış, ancak 06.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 680 sayılı KHK ile ayrıca, elde edilen yeni delilin kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak nitelikte olması ve sulh ceza hakimliğince bu konuda bir karar verilmesi şartlarına bağlanmıştır. Bu husus kanun koyucu tarafından ceza muhakemesi şartı olarak düzenlenmiştir. Yine 1412 sayılı CUMK'da yer verilen takipsizlik kararlarından farklı olarak CMK'nun 173. maddesinde kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlara karşı suçtan zarar gören tarafından itiraz edilebileceği hükme bağlanmış, böylelikle bu kararlara yargısal bir nitelik kazandırılmıştır.
    Cumhuriyet Savcısı tarafından verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlar, muhakeme faaliyeti sonunda, yargılama makamı tarafından verilmiş kararlar olmayıp, adli-idari nitelikte kararlardır. Ancak, bu kararlara itiraz yolunun açık olması nedeniyle itiraz üzerine kesinleşen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar, mahkeme denetiminden geçerek yargısal karar halini alır ve yargı otoritesi özelliğini gösterir. Gerek itiraz üzerine kesinleşen, gerekse itiraz edilmeksizin kesinleşen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlar bakımından, kanunun aradığı anlamda yeni delil ortaya çıkmadıkça, aynı fiilden dolayı Cumhuriyet Savcısı aynı işe tekrar el atamayacağından, kesin hüküm etkisine benzer bir hâl doğmaktadır.
    Bu itibarla;
    Tüm dosya içeriği nazara alındığında, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine dair Mersin 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 05/11/2019 tarihli ve 2019/5214 Değişik iş sayılı kararına ilişkin kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden talebin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi