16. Ceza Dairesi 2018/910 E. , 2018/2482 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 62, 53, 58/9 ve 63 maddeleri uyarınca verilen mahkumiyet hükmüne ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Suç tamamlandıktan sonra fail, faal nedamet göstererek işlenen haksızlığın sonuçlarını mümkün olduğu kadar izole etmek isteyebilir. Bu hal ceza kanunlarında özel hükümlerde yer alan bazı suçlar bakımından etkin pişmanlık olarak kabul edilmiştir. Hukuki niteliği itibariyle, cezayı kaldıran veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebeplerden olan etkin pişmanlık, doktrinde, gönüllü vazgeçmenin tamamlanmış suçlardaki görünüm şekli (Koca-Üzülmez, Genel Hükümler, s.385), suçun bütün unsurları ile tamamlanmasından sonra failin bazı pişmanlık gösteren hareketler yapması durumunda, bu hareketler dolayısıyla faile ceza verilmemesini veya cezasında indirim yapılmasını ifade eden kurum (Hakeri, Ceza Hukuku, s.452) olarak tanımlanmaktadır. Bu haliyle gönüllülük esasına dayanan ve etkin bir pişmanlık gerektiren kurumla, suçun bütün unsurları ile tamamlanmasından sonra faile gerçekleştirilen/gerçekleştirdiği haksızlığın sonuçlarını mümkün mertebe gidermeye çalışmasına imkan verilmektedir.
Etkin pişmanlık hükümlerinin amacı, bir yandan terör ve örgütlü suçlarla mücadele bakımından stratejik önemi nedeniyle en etkili bilgi edinme ve mücadele araçlarından olan örgütün kendi mensuplarını kullanmak, diğer taraftan da suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu yasa dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak yeniden topluma kazandırmaktır.
Bu husus Yargıtay C.G.K’nın 08.04.2008 tarih, 9-18-78 sayılı kararında şu şekilde ifade edilmiştir. “Terör örgütlerinin insan kaynağının kurutulabilmesi, alınabilecek diğer tedbirlerle birlikte bu örgütlerin etkizleştirilip ortadan kaldırılmaları, geçmişte meydana gelen terör eylemlerinin aydınlatılabilmesi, gelecekte işleyebilecekleri suçların engellenmesi ve terör örgütüne üye olanların tekrar topluma kazandırılabilmeleri bakımından 05.06.1985 tarih, 3216 sayılı Bazı Suç Failleri Hakkında Uygulanacak Hükümlere Dair Yasa kabul edilerek yürürlüğe konulmuştur. Bu Yasanın 2 yıllık yürürlük süresinin bitmesi üzerine aynı amaçlara yönelik olarak 25.03.1988 tarihli ve 3419 sayılı Yasa çıkarılmış, Yasanın 1. maddesi süreli, diğer maddeleri ise süresiz olarak yürürlüğe girmiştir. Anılan 1. maddenin sona eren yürürlük süresi zaman içinde 3618, 3853, 4085, 4450, 4537 sayılı Yasalarla uzatılmış ve beklenen amaca ulaşmaması nedeniyle bu kez 4959 sayılı Topluma Kazandırma Yasası 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe konulmuştur.”
Terör suçları bakımından etkin pişmanlık, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’da, özel hükümler kısmında kalıcı olarak düzenlenmiştir.
TCK’nın 221. maddesinde;
Amaç suçun işlenişine iştirak etmeksizin, hakkında bir soruşturma başlamadan önce örgütten gönüllü olarak ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi halinde (TCK’nın 221/2 maddesi), hakkında soruşturma başladıktan sonra, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi (TCK’nın 221/4 maddesinin ilk cümlesi), verilen bilgilerin samimi ve örgütlü suçlarla mücadelede yararlı olması halinde, sanık yakalandıktan sonra pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının önemli ölçüde yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi halinde (TCK’nın 221/3 maddesi), sanık hakkında şahsi cezasızlık nedeni uygulanacaktır.
Amaç suça elverişli vahim nitelikte sayılan eylemler gerçekleştirilmeden yakalanan, örgüt kuran, yöneten, örgüte üye olan, üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek isteyerek yardım edenlerin örgütün yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi vermesi halinde cezadan indirim yapılacaktır (TCK’nın 221/4 maddesinin 2. cümlesi).
Yargısal uygulamalar ve doktrindeki görüşler dikkate alındığında “etkin pişmanlık” düzenlemesi yapan yasaların, bir af yasası olmayıp terör örgütü mensubu olan sanıkların topluma kazandırılabilmesinin yanında esasen terör örgütlerinin insan kaynağının kurutulabilmesi, örgütün etkisizleştirilip ortadan kaldırılması ve işlenen suçların aydınlatılabilmesi amacına yönelik düzenlemeler olduğu görülmektedir.
Yakalanan sanıkların TCK’nın 221/3 maddesi kapsamında etkin pişmanlıktan yararlanabilmeleri için; örgütün dağılmasına veya mensuplarının yakalanmasına örgütün yapısına ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili elverişli bilgi vermesi gerekir. Bu bilginin elverişliliği, örgütün örgütlenme biçimi, failin örgüt yapılanmasındaki konumu ile örgütte geçirdiği süre ve katıldığı faaliyetler gibi kıstaslar gözönüne alınarak mahkemece takdir edilecektir. Tam bir gizlilik esasına ve hücre tipi yapılanmaya dayanan örgütlerde örgütü tamamen dağıtacak, yapılanma şemasını ortaya koyacak bilgiler vermesi beklenemez. Ancak konumu gereği bilmesi beklenen bilgileri samimi olarak ortaya koymalı, bu bilgiler her halükarda örgütte zaafiyet yaratacak, örgüte önemli boyutta zarar verecek, örgüt faaliyetlerini belli ölçüde sekteye uğratacak boyutta olmalıdır (Dairemizin 24.04.2017 tarih, 2015/3 E. 2017/3 K.).
Yasanın 221/4. fıkrasının 2. cümlesinden yararlanabilmek için; fail, yakalandıktan sonra kendi bilgisi ölçüsünde örgüt içerisindeki konumuyla uyumlu şekilde kendisi ve diğer örgüt üyelerinin eylemleri, örgütün yapısı ve faaliyetleriyle ilgili yeterli ve samimi bilgi vererek suçtan pişmanlığını söz ve davranışlarıyla göstermelidir. Bu bilgi maddenin üçüncü fıkrada istenen örgütü çökertecek nitelikteki bilgi değildir. Verilen bilginin önemi cezanın belirlenmesinde dikkate alınmalıdır (Dairemizin 12.05.2015 tarih, 2015/1426 E. 2015/1292 K, 26.10.2015 tarih, 2015/1565-3464 K.).
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Yargılama aşamasında örgütte kaldığı süre ve konumu itibarıyla, örgütün yapısı ve faaliyetleri ile ilgili bilgi veren sanığın bylock adlı programı kullandığını kabul ederek bu programı kendi telefonuna ad ve soyadı belirtilerek kimin yüklediğini söyleyen, sohbet toplantıları yaptığını ve bu toplantılara kimlerin katıldığını kod adları ile birlikte ifade edip, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile bağlantılı kişiler hakkında ad ve soyadları ile mesleklerini belirtmek suretiyle bilgi vererek pişmanlığını ifade eden sanığın, bildirdiği kişilerle ilgili olarak yürütülen bir soruşturma veya kovuşturma olup olmadığı ve beyanlarının söz konusu kişiler hakkındaki soruşturma veya kovuşturmalar açısından değerlendirilip değerlendirilmediği de saptandıktan sonra, sanık hakkında TCK"nın 221/4-2. cümlesinde düzenlenen etkin pişmanlık halinin uygulanması gerektiği, verilen bilgilerin kapsam ve nitelik itibariyle faydalı ve yeterli olması hususunda anılan yasa maddesinde öngörülen indirim oranı takdir edilirken belirleyici olacağı gözetilmeden yasa maddesine yanlış anlam yüklenerek dosya kapsamı ile uyuşmayan eksik ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden BOZULMASINA, verilen ceza miktarı, mevcut delil durumu, bozma gerekçesi ve tutuklulukta geçirilen süre dikkate alındığında salıverilme talebinin reddi ile sanığın tutukluluk halinin devamına, 11.07.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.