Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1175
Karar No: 2018/8225
Karar Tarihi: 26.11.2018

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/1175 Esas 2018/8225 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2016/1175 E.  ,  2018/8225 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı tarafından, davalı aleyhine 28.12.2005 gününde verilen dilekçe ile mecra hakkı talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine dair verilen 30.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava, Türk Medeni Kanunun 744. maddesi gereğince mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkindir.
    Davacı, köydeki Sulucadamaı mevkindeki suyun içme suyu olarak kullanmak istediklerini belirterek, davalı sulucadamı parselindeki mecra hakkı istemiştir.
    Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
    Türk Medeni Kanununun 744. maddesi uyarınca “Her taşınmaz maliki, uğrayacağı zararın tamamının önceden ödenmesi koşuluyla su yolu, kurutma kanalı, gaz ve benzerlerine ait boruların, elektrik hat ve kablolarının, başka yerden geçirilmesi olanaksız veya aşırı ölçüde masraflı olduğu takdirde, kendi arazisinin altından veya üstünden geçirilmesine katlanmakla yükümlüdür.”
    Mecra irtifakı kurulması istemine ilişkin davalarda, irtifak hakkı taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından, leh ve aleyhine irtifak hakkı kurulması istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına mecra irtifakı kurulacak taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise, dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
    Mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkin davalar, özünü komşuluk hukuku ilkelerinden alması nedeniyle yapılacak araştırma ve incelemede, öncelikle davacının mecra ihtiyacının bulunup bulunmadığı saptanmalıdır. İhtiyacın saptanması halinde de, çevre taşınmazların tamamının üzerinde irtifak hakkı kurmaya elverişli olup olmadığı incelenip, hukukun genel bir ilkesi olan “fedakârlığın denkleştirilmesi ilkesi” uyarınca taraf yararları da gözetilerek en az masrafı gerektiren ve bundan da en az zarar görecek kişi taşınmazı üzerinden mecra irtifakının bağlanacağı su, elektrik, gaz ve benzerine ait yol ya da kaynak ile yararına mecra hakkı kurulan taşınmaz arasında kesintisiz bağlantı sağlayacak şekilde kurulmalıdır. Ayrıca mecranın niteliği, nasıl ve hangi araçlarla geçirileceği ayrıca belirlenerek kararda gösterilmelidir.
    İrtifak hakkının bedeli, taşınmazların niteliğine göre uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak saptanmalı ve bedel hükümden önce mahkeme veznesine depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
    Davanın niteliği gereği, yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
    Anılan maddenin son fıkrası uyarınca, istem halinde gideri davacı tarafından karşılandığında mecra hakkının ... siciline kaydına da karar verilmelidir.
    Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince;
    1- Yapılan incelemede davacının mecra irtifakına konu su kaynağının bulunduğu taşınmaz ... Hazinesinin mülkiyetinde bulunduğu anlaşılmıştır. Bu halde, öncelikle taraf teşkilinin sağlanması gerektiğinden ... Hazinesinin davada taraf olması sağlanmalıdır.
    2- Ayrıca davalı 262 ada 2 parsel sayılı taşınmazın muris ..."na ait olduğu anlaşılmaktadır. Dosya içinde murisin mirasçılık belgesine rastlanılmamıştır. Bu itibarla murisin mirasçılık belgesi alınmadan ve tüm mirasçıları usulüne uygun olarak tespit edilip taraf teşkili sağlanmadan mahkemece davaya dahil edilmeleri doğru değildir.
    Bunların yanı sıra 16.03.2006 tarihinde davacının yanında asli müdahale talep edenlerin karar başlığında gösterilmemesi, muris ..."nun davalı olarak yazılması, aslen aynı kişi olan ... ile ..."nın dahili davalı muris ..."in mirasçısı olup dahili davalı sıfatı olduğu halde karar başlığında dahili davacı sıfatıyla ve üstelik iki farklı kişi gibi yazılması Dairemizce maddi hatadan kaynaklı ve mahallinde giderilebilir eksiklikler olarak görülmüşse de Dairemizin yukarıda belirtilen ilkeleri doğrultusunda gerekli inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan ve davacının dava açmakta hukuki yararı olduğu halde yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 26.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi