Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/1542 Esas 2019/1341 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1542
Karar No: 2019/1341
Karar Tarihi: 05.03.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/1542 Esas 2019/1341 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı banka, avans teminat mektubunun nakte çevrilmesi isteğinin yerine getirilmemesi nedeniyle başlatılan takibin itirazı üzerine durduğu için itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebiyle dava açıldı. Yerel mahkeme, davalıya %20 oranında icra inkar tazminatı ödenmesine karar verdi. Ancak bu karar Daire tarafından bozuldu ve davalı %40 oranında icra inkar tazminatına mahkum edildi. Mahkeme, bozma kararına uymakla birlikte, önceki kararın icra inkar tazminatı ile ilgili kısmını yeniden hüküm altına alarak kesinleştirmedi. Böylece, HMK'nın 297. maddesine aykırı bir şekilde, İİK'nın maddesi gereğince icranın mümkün olamayacağı bir karar ortaya çıktı. Bu nedenle, Daire kararı bozarken sair temyiz itirazlarının da reddedilmesi gerekiyor. Kararda geçen kanun maddeleri İİK'nın 366/1, 371 ve HMK'nın 297'dir.
19. Hukuk Dairesi         2018/1542 E.  ,  2019/1341 K.

    "İçtihat Metni"

    19. HUKUK DAİRESİ
    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
    SAYISI : 2017/1360-2017/1360

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma üzerine yapılan yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ile davalı vek. Av. ..."in geldiği görülmüş olmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunan taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - KARAR -

    Davacı vekili, avans teminat mektubunun nakte çevrilmesi isteğinin yerine getirilmemesi nedeniyle davalı banka hakkında başlattığı takibin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararı Dairemizin 11/02/2016 tarihli ve 2015/7501-2016/2083 E.-K. sayılı kararıyla, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, davalı aleyhine % 40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile bozulmuştur.
    Mahkemece, bozmaya uyularak, davalı borçlunun hüküm altına alınan alacağın %40"ına tekabül eden 409.906,84TL tutarında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, hükmün diğer kısmları kesinleştiğinden aynı hususlarda tekrar hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Yerel mahkeme tarafından verilen 25/02/2015 tarihli ve 2014/1030-2015/172 E.-K. sayılı karar Dairemizin 11/02/2016 tarihli ve 2015/7501-2016/2083 E.-K. sayılı kararıyla bozulmuştur. Bozma ile bu ilam ortadan kalkmış ve İİK"ya göre icra edilmesi imkansız hale gelmiştir. Yerel mahkeme bozmaya uymuş ve önceki bozulan kararının icra inkar tazminatı ile ilgili kısmı harici bölümlerinin kesinleştiğinden bahisle bu konularda yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Mahkemenin bu uygulaması HMK"nın 297. maddesine aykırı olduğu gibi İİK"nın maddesi gereğince de bozmadan sonra önceki ilamın icrası mümkün değildir. Bu itibarla HMK"nın 297. maddesi uyarınca bir hüküm kurulması bakımından yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
    peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 05/03/2019 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    MUHALEFET ŞERHİ

    Dairemizin bozma kararında sair temyiz itirazları reddedilerek, hüküm yalnızca tazminat oranı yönünden bozulmuştur. Ret kapsamında kalan bölümle ilgili açıkça kısmi onamadan söz edilmese dahi, “sair temyiz itirazlarının reddi” denilmekle buna dair kısım kesinleşmiştir. Mahkemece yeniden hüküm kurulması halinde dahi önceki hükmün aynen tekrarıyla yetinilecektir.
    İnfazda tereddüt yaşanmaması açısından; kesinleşen kısımların hüküm bölümünde tekraren zikredilmesi mümkün olabileceği gibi, karar kısmında “sair hususlar kesinleşmekle bu konuda yeniden karar vermeye yer olmadığına” şeklinde bir ibare düşülmek suretiyle de infaza elverişli bir karar kurulması mümkündür.
    Nitekim mahkemece hüküm fıkrasının ikinci bendinde sair hususlar kesinleştiği için yeniden hüküm kurmaya gerek görülmediği açıkça ifade edilmiştir.
    Açıklanan nedenlerle usul ve kanuna uygun tesis edilen mahkeme kararının onanması gerekirken, bozma yönünde tezahür eden sayın çoğunluk görüşüne iştirak etmiyorum.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.