Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/25575
Karar No: 2020/934
Karar Tarihi: 22.01.2020

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/25575 Esas 2020/934 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2017/25575 E.  ,  2020/934 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ: ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait ...-... Sulama Projesi inşaatında 27.02.2010-01.01.2012 tarihlerinde topoğraf olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız şekilde feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, mahkemenin yetkili olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmede özel hakem şartı bulunduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, hukuki yarar bulunmadığını ileri sürerek, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasında davacının hizmet süresinin tespiti bakımından uyuşmazlık bulunmaktadır.Somut olayda, davacı davalı nezdinde 27.02.2010-30.12.2011 tarihleri arasında çalıştığını beyan etmiş olup; davalı ise 20.01.2011-21.02.2011 tarihleri arasında çalıştığını savunmuştur. Dosyada yer alan Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarının incelenmesinden, davacının 27.02.2010-24.11.2010, 20.01.2011-21.02.2011 tarihleri arasında davalı ...-... Turizm Elektrik Taah. Tic. San. Ltd. Şti. nezdinde çalıştığı, 14.04.2011-30.12.2011 tarihleri arasında ise ... İnşaat Makine San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından çalışmasının bildirildiği, işyeri tescil bilgilerine göre de, ... İnşaat Makine San. ve Tic. Ltd. Şti. ile ... İnşaat Makine San. ve Tic. A.Ş.’lerinin işyeri sicil numaralarının aynı olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan raporda, davacı tanığı beyanı ile davalı şirketin adresinin ...Cad. ... Sok. .../... olması, dava dışı ... İnşaat Makine San. ve Tic. A.Ş.’nin adresinin ise ... Cad. ...Sok. .../... olması dikkate alınarak, davacının 27.02.2010 - 24.11.2010, 20.01.2011 - 21.02.2011, 14.04.2011-30.12.2011 tarihleri arasında davalı nezdinde çalıştığı kabul edilmek suretiyle işçilik alacakları hesaplanmıştır. Ancak davalı şirket ile dava dışı şirketler arasındaki hukuki ilişki konusunda yapılan araştırma eksik incelemeye dayalıdır. Mahkemece davacının uyuşmazlık konusu dönemde Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre çalıştığı işverenlerin tamamına ait şirket bilgileri temin edilmemiş, ticaret sicil kayıtları getirtilmemiştir. Öncelikle, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda kabul edilen hizmet süresi boyunca davacının Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre çalışması gözüken işyerlerine ait şirket unvanları, ortakları, işyeri bilgileri ile ticaret sicil kayıtları getirtilerek, sonucuna ve tüm dosya kapsamına göre tanık beyanları dahil tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek davalılar arasındaki hukuki ilişki belirlenmelidir. Eksik incelemeye dayanan mahkeme kararı hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    3-Davacı ve davalı arasında davacının aylık ücretinin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.4857 sayılı İş Kanununda 32 nci maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçiler o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.Mahkemece, Türkiye İstatistik Kurumunun resmi internet sitesindeki “kazanç bilgisi sorgulama” kısmından da faydalanılması ve emsal ücret araştırması sonucunda elde edilen verilerle birlikte, anılan Kurumun resmi internet sitesindeki bilgiler de dikkate alınarak emsal ücretin belirlenmesi mümkündür.
    Somut olayda, davacı davalı nezdinde topoğraf olarak çalışmış olup 2.200,00 TL ücret aldığını beyan etmiştir. Davalı ise asgari ücret aldığını iddia etmektedir. Mahkemece, ... Ticaret ve Sanayi Odası ile ... Ticaret Odasına emsal ücretin bildirilmesi için müzekkere yazılmış olup, ... Ticaret ve Sanayi Odasından gelen yazı cevabında odada bu tür verilerin bulunmadığı, taban ücretin asgari ücret olup, tavan ücretin piyasada yapılan iş sözleşmelerine ve çalışanın vasfına bağlı olarak değişkenlik gösterebileceği; ... Ticaret Odasından gelen yazı cevabında ise firma kayıtlarındaki resmi evrak, belge ve dökumanların esas alınması gerektiği beyan edilmiştir. Davacı tanığı davalı iddiasını teyit eder mahiyette beyanda bulunmuş ise de, dinlendiği tarihte husumetlidir. Mahkemece, davacının 2.000,00 TL ücret ile çalıştığı kabul edilmek suretiyle işçilik alacakları hesaplanmış ise de, davacının ücretine yönelik araştırmanın yetersiz olduğu anlaşılmıştır.
    Mahkemece, yukarıdaki ilkeler dikkate alınmak suretiyle davacının yaptığı iş, meslekteki kıdemi belirtilerek ilgili meslek odalarından ve diğer kuruluşlardan yapılacak emsal ücret araştırması neticesi ve Türkiye İstatistik Kurumu"nun resmi internet sitesindeki “Kazanç Bilgisi Sorgulama” kısmındaki bilgiler ve dosya kapsamı dikkate alınarak yeniden belirlenecek ücrete göre davacının hak ettiği işçilik alacakları hesaplatılmak suretiyle sonuca gidilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    4-Taraflar arasında ıslaha karşı zamanaşımı itirazının dikkate alınıp alınamayacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır.
    Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı def"i de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 371/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı def"inde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
    1086 sayılı HUMK yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı itirazına davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa (suskun kalınmışsa) zamanaşımı itirazı geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı itirazının geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı itirazına davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı itirazı dikkate alınmaz. Somut olayda, dava 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre kısmi dava olarak açılmış ve sonuçlandırılmıştır. Davacı 20.01.2016 tarihinde bilirkişi raporu doğrultusunda davasını ıslah etmiş; davalı vekili tarafından 29.02.2016 tarihli dilekçe ile ıslaha karşı zamanaşımı itirazında bulunulmuştur. Her ne kadar mahkemenin 01.03.2016 tarihli celsesinde, ıslah dilekçesinin davalıya tebliğe çıkarıldığı belirtilmiş ise de, ıslah dilekçesinin davalıya tebliğine ilişkin tebliğ mazbatası dosyada yer almamaktadır. Islah dilekçesinin davalıya tebliğ edilip edilmediği hususu araştırılarak, davalıya tebliğ edilmediğinin anlaşılması halinde davalı vekili tarafından ıslaha karşı beyan dilekçesinin ibraz edildiği 29.02.2016 tarihi öğrenme tarihi kabul edilerek davacının hak kazandığı işçilik alacaklarının yöntemine uygun biçimde ileri sürülen ıslaha karşı zamanaşımı def"i değerlendirilerek belirlenmesi gerekmektedir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi