10. Ceza Dairesi 2018/1346 E. , 2018/6153 K.
"İçtihat Metni" .
Adalet Bakanlığı"nın, 29/03/2018 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında açılan kamu davası üzerine yapılan yargılama sonucunda, 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İzmir 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 11/05/2017 tarihli ve 2017/70 esas, 2017/470 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 12/04/2018 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli hakkında, 01/02/2014 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı yapılan yargılama sonucunda, İzmir 14. Sulh Ceza Mahkemesinin 16/06/2014 tarihli ve 2014/275 esas, 2014/537 sayılı kararı ile TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin kesinleştiği,
2- Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin kararın kesinleşmesini müteakip 17/07/2014 tarihli üst yazı ile infazı için Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
3- Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlaması için sanığa çağrı kağıdı gönderildiği, ancak sanığın mahkemede savunmasında bildirdiği bilinen son adresin tebliğe elverişsiz olması ve nüfus kaydına göre mernis adresinin de bulunmadığının tespit edilmesi üzerine bu adrese Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca 23/09/2014 tarihinde çağrı kağıdı tebliğ edildiği,
4- Ancak sanığın Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne müracaat etmemesi üzerine tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmadığı gerekçesi ile yargılamaya devam edilerek İzmir 35. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 12/03/2015 tarihli ve 2015/101 esas, 2015/144 sayılı kararı ile TCK’nın 191/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, genel hükümlere göre CMK’nın 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
5- Sanığın denetim süresi içinde işlediği iddia edilen kasten yaralama suçundan mahkûmiyetinin kesinleştiğinin ihbar edilmesi üzerine İzmir 35. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 11/05/2017 tarihli ve 2017/70 esas, 2017/470 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına ve sanığın TCK’nın 191/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, " Dosya kapsamına göre, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 22/12/2015 tarihli ve 2015/1717 esas, 2015/33429 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, sanığa 10 gün içinde denetimli .
serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve sanığın başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine uymamakta ısrar edeceği nazara alındığında, somut olayda sanığın denetimli serbestlik tedbirine başlanabilmesi için usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen başvuruda bulunmadığından bahisle denetimli serbestlik dosyasının kapatılarak gönderildiği, sanığa yeniden tebligat yapılmadığı anlaşılmakla, denetime uymamakta ısrar şartının gerçekleşmediği hususu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, İzmir 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 11/05/2017 tarihli ve 2017/70 esas, 2017/470 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Her ne kadar sanık hakkındaki tedavi ve denetimli serbestlik kararı 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki haline göre TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca mahkemece hükmedilmiş ise de, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazının 6545 sayılı Kanun yürürlüğe girdiği 28/06/2014 tarihinden sonra yapılmış olması karşısında, 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiği,
6545 sayılı Kanun ile değişik TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde, "Kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ... hâlinde, hakkında kamu davası açılır. " hükmüne yer verildiği,
Buna göre, somut olayda da bu hükmün uygulanması sonucunda ancak sanığın “kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi” hâlinde yargılamaya devam edilerek bir karar verilmesi gerektiği,
Sanığın kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde kendisine yüklenen yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakla ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, buna rağmen başvuruda bulunmadığı takdirde de sanık hakkında yargılamaya devam edilmesi gerektiği,
Ancak somut olayda, bilinen son adresi tebliğe elverişsiz olan sanığın mernis adresi de bulunmadığı gerekçesi ile Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi gereğince yapılan çağrı tebliğine uymadığı gerekçesi ile başka bir uyarı yapılmadan yargılamaya devam edildiğinin anlaşılması karşısında, sanığa yasaya uygun olarak uyarılı çağrı kağıdı tebliğ edilmeden dolayısı ile "kovuşturma şartı" olan "ısrar koşulu" gerçekleşmeden yargılamaya devam edilmesinin yasaya aykırı olduğu,
Açıklanan nedenlerle, somut olayda, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK"nın 191. maddesinin 1. fıkrası uyarınca sanığın cezalandırılması isteğiyle açılan davada "kovuşturma şartı" olan "ısrar koşulunun" gerçekleşmediği anlaşıldığından, Mahkeme tarafından CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi gereğince bu şartın gerçekleşmesini beklemek üzere “davanın durmasına” ve denetimli serbestlik dosyasının infazına devam edilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devam edilerek hükmün açıklanmasına ve sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi yasaya aykırı olduğundan, kanun yararına bozma talebi yerindedir.
.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; sanığın 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İzmir 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 11/05/2017 tarihli ve 2017/70 esas, 2017/470 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 17.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
.