10. Hukuk Dairesi 2018/2945 E. , 2019/8873 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir. Anayasanın 36. ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. (HUMK"nun 73.) maddelerinde çok açık bir şekilde vurgulanan temel kurala göre: mahkeme, tarafları dinlemeden, onları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez. Bu bakımdan davetin ve bunun yazılı şeklinin (davetiyenin) davadaki önemi büyüktür. Asıl olan tarafların huzurunda yargılamanın yürütülmesi olmakla birlikte hukuk mahkemelerinde, taraflar yargılamaya katılmasalar bile, mutlaka dava ve duruşmadan haberdar edilmelidirler. Duruşmaya gelinmese dahi, ilgilinin yokluğunda davaya devam edip karar verilmesine usulün olanak tanıdığı hallerde, açıklanan biçimdeki uyarıyı taşıyan davetiyenin tebliğ edilmesinden ve yasaya uygun biçimde taraf teşkilinin tamamlanarak işin esasına girildikten sonra, deliller toplanarak bir sonuca ulaşılması gereklidir. Değinilen işlemler nedeniyle tebligat, bilgilendirme yanında belgelendirme özelliği de bulunan bir usul işlemidir. Bu nedenle, tebliğ ile ilgili 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri tamamen şeklidir. Kanunun amacı, tebliğin muhatabına ulaşması, konusu ile ilgili olarak kişilerin bilgilendirilmesi ve bu hususun belgeye bağlanmasıdır. Hal böyle olunca, kanun hükümlerinin en ufak ayrıntılarına kadar uygulanması zorunludur.
Davanın görüldüğü tarihte yürürlükte olan 7201 sayılı Tebligat Kanunun 35. maddesinde "Kendisine ve adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu taktirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır. Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve yeni adres tebliğ memurunca da tespit edilemediği taktirde tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi, tebliğ tarihi sayılır. Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır." hükmü düzenlenmiştir.
Yine 7201 sayılı Tebligat Kanununun ilanen tebligatı düzenleyen 28. maddesinin 2. fıkrasında "Adresin meçhul olması halinde keyfiyet tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tesbit edilir. Bununla beraber tebliği çıkaran merci, muhatabın adresini resmi veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine sorar ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettirir." hükmü düzenlenmiştir.
Belirtilen adres araştırma biçimi kısıtlayıcı değildir, nitekim 28. maddenin 2. fıkrasında bu durum açıklığa kavuşturulmuş, tebliği çıkaran merciin adres soruşturmasını resmi ve özel kuruluşlardan yapması gerektiği vurgulanmıştır. Belirtilen resmi kuruluşlar içinde adres tespitinin yapılabileceği nüfus, tapu idareleri, belediye, kişinin çalıştığı kurumlar ile ticaret ve sanayi odaları gibi özel kuruluşlar da vardır.
Buna göre,muhatabın adresi mechul olarak bildirilmişse, tebligatı çıkaran mercii araştırma yapmalı, yapılan araştırma sonucunda tebligata yarar adres saptanamamışsa ilanen tebligat yoluna gidilmelidir.
İnceleme konusu davada ise ..... İş Mahkemesi (Kapatılan .... İş Mahkemesi) tarafından yargılama sürecinde daha önce muhataba usulune uygun bir tebligat yapılmadan dava dilekçesinde belirtilen davalının adresine Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebligat yapılmıştır.
Dosya kapsamına göre, husumet yöneltilen davalı ..."e dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliği için dava dilekçesinde davacı tarafın davalının adresi olarak belirttiği ".... Mahallesi 805. Sokak. No: 6/5 ...." adresine çıkarılan davetiyenin iade edilmesi üzerine, kolluk aracı kılınarak aynı adres üzerinden adres araştırması yapıldığı, bulunamayınca 26/09/2006 tarihli karar Tebligat Kanunu 35. madde hükmüne göre tebliğ ve ilanen tebliğ yapıldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davada davalının savunma hakkının kısıtlandığının kabulü gerekir.
Mahkemece, davalı ..."e dava dilekçesi ve duruşma günü yöntemince tebliğ edilerek savunma hakkı verilmek suretiyle göstereceği deliller ve savunması çerçevesinde yapılacak yargılama sonucunda bir karar verilmesi gerekirken: söz konusu gerekler yerine getirilmeksizin yargılama yapılarak savunma hakkının kısıtlanması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, sair yönler incelenmeksizin hükmü temyiz eden davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmüm yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 20/11/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.