Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2012/13-301
Karar No: 2012/745
Karar Tarihi: 17.10.2012

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/13-301 Esas 2012/745 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2012/13-301 E.  ,  2012/745 K.

    "İçtihat Metni"

     MAHKEMESİ     : İstanbul 1.Tüketici Mahkemesi
    TARİHİ     : 13/09/2011
    NUMARASI     : 20011/740  E-2011/725 K.

    Taraflar arasındaki “itirazın iptali ve menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 1. Tüketici Mahkemesince asıl davada, davalılardan G. E.hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar M.M. Ö. ve R.M. hakkındaki davanın kısmen kabulüne; birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen 11.09.2007 gün ve 2004/3466 E., 2007/448 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili ve davalılardan M.M.Ö. ile R.M. vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 24.02.2009 gün ve 2009/376 E-2234 K. sayılı ilamı ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN: Davacı-Karşı Davalı Garanti Bankası A.Ş. vekili
    Davalı -Karşı Davacı M.M.  Ö.  ve R. M.vekili

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Asıl dava itirazın iptali, birleşen dava ise borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, asıl davanın “kısmen kabulü ile itirazın kısmen iptaline, %40 icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline”, birleşen davada ise “borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminatı talebinin reddine” dair verilen ilk karar Özel Dairece yukarıda esas ve karar numarası belirtilen karar ile bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    Direnme kararının davalı birleşen dava davacıları M.Ö.ve R.M.vekili tarafından temyizi edilmesi üzerine; Hukuk Genel Kurulu’nun 11.05.2011 gün ve 2011/13-137-299 sayılı ilamıyla;
    “Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 388.maddesinde belirtilmiştir. Buna göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
    Aynı kural HUMK.nun 389. maddesinde de tekrarlanmış; HUMK.nun 381.maddesinde ise “Kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçilerek okunması suretiyle olur” hükmüne yer verilmiştir.
    Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar ve hükmün hedefine ulaşması engellenir. Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.
    Davanın reddine veya kabulüne dair karar tefhim edildikten sonra bundan dönülerek yeni ve bundan farklı bir hüküm kurulamayacağı gibi, gerekçeli kararın kısa karara uygun yazılması ve kısa kararla çelişik olmaması da gerekir. Aksinin kabulü mahkemelere güveni sarsacağı gibi Anayasa ve yasalarda yer alan açık kurallara aykırılık oluşturur.
    Somut olayda, mahkemece direnmeye konu birleşen davanın kısa kararında, davalı-birleşen davanın davacıları tarafından talep edilen kötü niyet tazminatı hakkında, olumlu yada olumsuz bir hüküm kurulmamış iken, gerekçeli kararda, “davalı banka icra takibinde fazla miktar yönünden kötüniyetli bulunmadığından, kötüniyet tazminatı talebinin reddine” şeklinde hüküm oluşturulmuştur.
    Bu durumda kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunduğu belirgindir.
    Hal böyle olunca, mahkemece HUMK’ nun 381,388.ve 389 maddelerinin açık hükmü gözetilmeksizin  yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.”
    Gerekçesiyle usulden bozulmuş; bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Mahkemece Hukuk Genel Kurulu’na ait bu bozma kararı üzerine yeniden yapılan yargılama sırasında bozma ilamına uyulmasına karar vermesine karşın, Hukuk Genel Kurulu kararının gereğini yerine getirmemiş, 13.09.2011 tarihli kararıyla direndiği önceki kararının aksine asıl dosyada “davanın reddine”, birleşen davada ise “borçlu olmadığının tespitine” karar vermiştir.
    Öncelikle, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu’nun görevi içinde olduğuna karar verildikten sonra diğer yönlerin incelenmesine geçilmiştir.
    Uyuşmazlık; Az yukarıda açıklandığı  üzere yerel mahkemenin “direnme kararının” Yargıtay Hukuku Genel Kurulunca, HUMK.nun 381. ve 388.maddelerine aykırılık gerekçesiyle bozulmasından sonra, mahkemece bozma doğrultusunda anılan maddelere uygun şekilde usulünce direnme hükmü oluşturulması gerekirken, direnme kararından farklı bir karar vermesinin hukuken mümkün olup olmadığının belirlenmesinde toplanmaktadır.
    Öncelikle belirtelim ki, yerel mahkemelerin direnme kararları (HUMK. Md. 429/II) bir davayı sona erdiren temyizi mümkün olan (nihai) son kararlardandır. Direnme kararı ile mahkeme davadan elini çeker ve davayı sona erdirmiş olur. Bu aşamada yapılması zorunlu iş, gerekçeli kararın direnme doğrultusunda yazılmasından ibarettir. Bu bakımdan direnme kararından dönme (rücu) mümkün değildir. Esasen ilamın tefhim edilen karara uygun yazılması kamu düzeni ile doğrudan ilgili temel kurallardandır. Nitekim bu kurala yasa koyucu 6100 sayılı HMK 297 ve 294 (HUMK. Md. 381. ve 388.) maddeleriyle hayatiyet kazandırmıştır.
    Bunların yanında mahkemece direnme kararı verilmekle taraflar yönünden usulü kazanılmış hakkın doğduğunda kuşku ve duraksamaya yer olmamalıdır. Bu karardan dönülerek daire bozmasına uyulması yasal olmadığı gibi, 6217 sayılı Kanun’un 30 maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı HUMK.nun 429/son maddesi gereğince mahkemeleri bağlayıcı nitelikte bulunan Hukuk Genel Kurulunun usule ilişkin bozma ilamına aykırı karar verilmesi de usul ve yasaya aykırıdır.
    Açıklanan nedenlerle, Hukuk Genel Kurulu’nun bozması doğrultusunda işlem yapılmak ve direnme olarak açıklanmış olan hüküm de gözetilerek  6100 sayılı HMK 297-294 maddelerine uygun karar yazılmak üzere  yerel mahkemenin 13.09.2011 gün ve 2011/740-725  sayılı kararının bozulması gerekir.
    S O N U Ç  : Davacı-karşı davalı Garanti Bankası AŞ, vekili, davalı-karşı davacı M.M.m Ö. ve R.M.vekilinin  temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Hukuk Genel Kurulu"nun 11.05.2011 gün ve 2011/13-137 E, 2011/299 K. sayılı bozma kararında  ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun’un 30 maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı Kanun’un 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.10.2012 gününde oybirliği   ile  karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi