8. Hukuk Dairesi 2018/10523 E. , 2021/854 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı ve katılma yoluyla davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı; ... ili, ... İlçesi, 135 ada 104 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davalı ... Müdürlüğünün gölet yapımı işleri için arazisinin toprağını kullanmak amacıyla 2013 yılının 5. ayında işgal ettiğini ve bu araziyi ektirmediklerini, toprak alacaklarını söyleyerek arazisine çit çektiklerini kendisinin patates ektiğini ve arazisini bu nedenle bir yıl kullanamadığını belirterek, bir yıllık hasılat ücretinin tarafına ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Kurum vekili; dava konusu taşınmazın, İdare tarafından yapımı planlanan ... göleti nedeniyle 28.01.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararı gereğince acele kamulaştırılmasına karar verilen yerlerden olduğunu, bu nedenle ... Asliye Hukuk Mahkemesinde bu taşınmazın kamulaştırma değerinin tespiti ile DSİ Genel Müdürlüğü adına el koyma kararı verilmesi talepli dava açtıklarını, bu davada yapılan keşifte dava konusu yer ile ilgili herhangi bir çit çekilmesi gibi müdahalenin söz konusu olmadığının tespit edildiğini, kaldı ki böyle bir çit çekilme durumu olsa bile bunun İdare tarafından yapıldığının davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini, ayrıca İdare tarafından davacı tarafa taşınmazını kullanmaması gerektiği ya da başka bir şekilde taşınmazındaki tasarrufunu engelleyecek mahiyette resmi olarak yapılmış herhangi bildirim bulunmadığını, yine davacı tarafın ileri sürdüğü mahrum kaldığı kârlar ile İdare arasında uygun illiyet bağı kurulamadığını, davacının iddiasını ispata ilişkin delil sunamadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tarafların sunmuş olduğu evraklardan davalının, davacının iddia ettiği konuda herhangi bir resmi yazı göndermediğinin anlaşıldığı, ... ... ... Göleti ve Sulaması Projesi kapsamında, dava konusu ... ili, ... ilçesi ... köyü 135 ada 104 parsel sayılı 11.017,63 m2 olan taşınmazın tamamı hakkında Bakanlar Kurulunca acele kamulaştırma kararının 06.12.2013 tarihinde alındığı, Mahkemece yapılan 18.12.2014 tarihli keşifte, mahalli bilirkişilerin beyanlarından dava konusu taşınmazın etrafına şerit çekildiği ayrıca kazık çakıldığı, bu işlemin de 2013 yılında yapıldığının belirlendiği ve davacının iddialarının doğrulandığı belirtilerek, davanın kısmen kabulüyle 2.496 TL ecrimisilin davalı DSİ’den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil istemine ilişkindir.
1.Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden; dava konusu taşınmaz ile ilgili olarak Bakanlar Kurulunca acele kamulaştırma kararı alındığı, mahkemece davanın açılmasından (08.01.2014) hemen sonra kolluğa araştırma yaptırılarak dava konusu taşınmazın gölet yapılmak suretiyle çit çekilip kullanıma kapatılıp kapatılmadığı, davacı tarafından kullanılıp kullanılmadığı hususunun tespitinin istendiği, kolluğun düzenlemiş olduğu 28.01.2014 tarihli tutanakta ise; dava konusu taşınmazın etrafında tarlaya ulaşımı engelleyici, kısıtlayıcı tel örgü veya çitin olmadığı, tarlanın buğday ekili olduğu, buğdayların gözle görünür bir şekilde filizlenmiş olduğu, yani tarlanın kullanıldığının tespit edilmiş olduğu, yine Mahkemece yapılan 18.12.2014 tarihli keşifte dinlenen 3 mahalli bilirkişinin; dava konusu taşınmaza, kamulaştırmadan önce 2013 yılının bahar aylarında DSİ tarafından kazık çakılarak şerit çekildiğini ve taşınmazı ektirmediklerini beyan ettiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nin 190.maddesi uyarınca; ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Bu doğrultuda; somut olayda, ecrimisil talep edilen döneme ilişkin olarak davalı İdarenin haksız olarak taşınmazı işgal ettiği yani dava konusu taşınmaza çit örgü çektiği, ekilmesinin engellendiği yönündeki vakıaları ispat külfetinin davacıda olduğu açıktır. Mahalli bilirkişilerin uyuşmazlığa ilişkin beyanları alınabilirse de, iddianın mahalli bilirkişi beyanı esas alınarak ispat edildiği kabul edilemez. Davacı vermiş olduğu dava dilekçesinde tanık deliline dayanmamıştır. Davalı da dava konusu taşınmaza herhangi bir müdahalesi olduğunu kabul etmediğinden davacının iddiasını ispat edemediği göz önüne alınmaksızın, davanın reddedilmesi gerekirken, Mahkemece sadece mahalli bilirkişi beyanlarına dayanılarak kabul kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
2.Bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Davalı vekilinin (1) numaralı bentte belirtilen temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, HUMK"un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 03.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.