3. Hukuk Dairesi 2016/11884 E. , 2018/4941 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; işletmesinde kaçak elektrik kullandığı gerekçesi ile davalı tarafından 65.101,40 TL tutarında fatura tahakkuk ettirildiğini, elektrik kesintisi yapılmasını önlemek için fatura bedelini taksitlendirerek bir kısmını ödemek zorunda kaldığını, faturanın mevzuata aykırı olduğunu ileri sürerek; borçlu olmadığının tespiti ile yapılan ödeme tutarı 16.455,66 TL’nin tarafına iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davanın reddini dilemiş, davacının %40 dan az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. Mahkemece; benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının davasının ve davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kaçak elektrik kullanıldığı iddiası ile tahakkuk ettirilen alacak nedeniyle menfi tespit ve (kısmi ödemelere dair ) istirdat istemine ilişkindir. Taraflar arasında; davalının sayacın kırık olduğunun tespiti üzerine davacıya bir günlük süre verdiği ve akabinde hiç bir işlem ve tespitte bulunmadığı davacının ise; sayacı davalı kurum yetkilileri dışında üçüncü bir kişiye taktırdığı hususlarında bir çekişme yoktur. Çekişme, davacının bu eyleminin kaçak veya usulsüz elektrik kullanımı olarak kabul edilip edilemeyeceği ve bu çerçevede tanzim edilen 15/09/2010 tarihli tutanağın hukuka uygun olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. Somut uyuşmazlıkta; davacının elektrik sayacının kırık olması nedeniyle davalı kuruma başvurduğu, kurum yetkililerince 09/08/2010 tarihinde davacıya yeni sayaç alması için bir günlük süre verildiği, davacının yeni sayacı temin ederek durumu davalıya bildirdiği ancak, davalı kurum tarafından sayacın takılmadığı, davacının davalı kurumu yeniden aradığında sayacı bizzat değiştirebileceği bilgisinin verildiği bu nedenle davacının sayacı kendisinin değiştirdiği anlaşılmıştır. Davalı kurum; 15/09/2010 tarihindeki kontrol sırasında sayacın davacı tarafça değiştirildiği ve değiştirilen sayaçtan elektrik tüketimi yapıldığı tespitine yer vererek davacı hakkında kaçak işlemi uygulamıştır. Oysa davacının yukarıda belirtilen fiilinin kaçak elektrik tüketimi olarak değerlendirilmesine imkan bulunmamaktadır. Davaya konu tutanak tarihinde yürürlükte bulunan Enerji Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 14. maddesinin (c) fıkrası uyarınca; "müşterinin, sayaç ve ölçü devreleri mühürsüz olduğu halde ilgili tüzel kişilere haber vermeden elektrik enerjisi tüketmesi" usulsüz elektrik enerjisi tüketimi olarak düzenlenmiştir. Yukarıda belirtilen yasa hükmü uyarınca abone olan davacının kırık sayacının yerine bizzat yeni sayaç takarak elektrik tüketmesi eylemi, görünüşte usulsüz elektrik enerjisi tüketimi olarak değerlendirilebilir ise de, dosyadaki bilgi ve belgelerden davalının kırık sayaçtan haberdar olduğu verdiği süre sonunda dava konusu adreste gereken kontrol ve işlemleri yapmadığı bu haliyle davalının üzerine düşen edimleri yerine getirmediği gibi usulsüz şekilde işlem yapılması konusunda davacıyı yönlendirdiği anlaşılmakla, davacının fiilinin usulsüz elektrik kullanımı kapsamında kabul edilmesi de olanak dahilinde görülmemiştir.
Hal böyle olunca; mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, davanın kabulü gerekirken, yanılgılı değerlendirme içeren bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde davanın reddine dair hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.