17. Ceza Dairesi 2015/29296 E. , 2018/813 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Sanık ... hakkında hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme ile sanık ... hakkında mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Hüküm tarihine kadar yapılan yargılama gideri toplamı, 5271 sayılı CMK"nın 324/4. maddesine atıfta bulunan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü hakkında Kanun"un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutar olan 20,00 TL"den az olduğu halde yargılama giderinin sanıklardan tahsiline karar verilmiş ise de, hüküm kesinleşinceye kadar yapılacak yargılama giderlerinin de toplam yargılama gideri kapsamında olması nedeniyle hükmün kesinleştiği tarihte sanıklardan tahsili gereken yargılama giderinin yukarıda açıklanan terkin miktarından az olması halinde Devlet Hazinesi üzerinde bırakılmasının infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, sanıklar ... ve ...’un temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye aykırı olarak ONANMASINA,
II-Sanık ... hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali ile suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarına yönelik kurulan hükümlere ilişkin temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık ve suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Suça sürüklenen çocuğun adli sicil kaydında suç tarihi itibarıyla kesinleşmiş hapis cezasına ilişkin mahkûmiyetinin bulunmaması nedeniyle, hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından hükmolunan kısa süreli hapis cezalarının 5237 sayılı TCK"nın 50/3. maddesinde yer alan yasal zorunluluk gereğince aynı Yasa"nın 50/1. maddesindeki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesi,
2-Mağdura ait konutun çatısındaki bölmeden, kilidini kırarak güvercin çalmaya teşebbüs eden ve mağdur tarafından yakalanan sanık ile suça sürüklenen çocuğun eylemlerinin 5237 sayılı TCK"nın 142 ve 116/4. maddelerinde tanımlanan hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçları yönünden “müstakil bir zarar” yaratmadığı, sanık ve suça sürüklenen çocuğun suç tarihinde sabıkalı olmadığı, mala zarar verme suçlarından ayrıca cezalandırılmalarına, hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçları yönünden de pişmanlıkları dolayısıyla bir daha suç işlemeyecekleri yönünde mahkemede kanaat oluştuğundan bahisle cezalarının ertelenmesine karar verildiği dikkate alındığında; hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından uygulama yapılırken, “mağdurun zararının karşılanmaması nedeniyle” biçiminde somut olayla örtüşmeyen 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinde yer alan “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinde, sanık ve suça sürüklenen çocuk yönünden yasanın öngördüğü objektif koşullar değerlendirilmeden, cezanın bireyselleştirilmesine yönelik kabul edilen ölçütlerle çelişir şekilde 5271 sayılı CMK"nın 231/5-14. madde ve fıkralarının uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3-Suça sürüklenen çocuk ...’ın hükmün tefhim edildiği tarihte 18 yaşını ikmal etmediği gözetilmeden yargılamanın kapalı yerine açık yapılması ve hükmün de açık celsede tefhim edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafii ile suça sürüklenen çocuk ... ve müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 17.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.