4. Hukuk Dairesi 2014/17403 E. , 2015/14870 K.
"İçtihat Metni"....
Davacılar ... ve diğeri vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğeri aleyhine 06/05/2013 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptalinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16/07/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, taraflarca temyiz edilmiştir.
Davacılar, davalıların kendilerine yönelik iftira ve yalan tanıklık eylemleri nedeniyle üzüntü duyduklarını, bu nedenle her bir davacı için davalılardan ayrı ayrı 10.000"er TL manevi tazminat isteğiyle icra takibi başlattıklarını, itiraz üzerine takibin durduğunu beyanla, haksız itirazlarının iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, davacıların hırsızlık suçundan yargılanıp delil yetersizliğinden beraat ettiklerini, hükmün temyiz aşamasında zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırıldığını, eğer zamanaşımı dolmasaydı kararın büyük ihtimalle bozulacağını, davacı ... ile aralarında husumet bulunduğunu, maliki olduğu taşınmazdan toprak alındığı ve ağaçlarının köklendiğinin belirlendiğini bu nedenle davacılar hakkında şikayette bulunulduğunu bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece, ceza dosyası kapsamı nazara alındığında, davalıların davacılara karşı iftira ve yalan tanıklık suçlarını işledikleri, bu nedenle davacıların üzüntü duyacakları kabul edilerek her bir davalıdan 1.000erTL den olmak üzere 2.000erTL ye vaki itirazın iptaline karar verilmiştir.
Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.
Anayasa’nın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasanın “Temel Haklar ve Hürriyetlerin Niteliği” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK’nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.
-/-
-2-
2014/17403 - 2015/14870
Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, davalı ... ile davacı ... arasında eskiye dayalı bir husumet bulunduğu, davalı ..."ın satın aldığı 877 no lu parsel üzerine davacı ..."in ağıl, köpek kulübesi vs yaparak işgal ettiği gerekçesiyle tespit yaptırdığı, davacı ..."in de bu parselin öncesinde orman olduğu iddiasıyla davalı ... hakkında şikayette bulunduğu anlaşılmaktadır. Tespitte taşınmazdan toprak alındığı ve çukur açıldığı, ağaçların köklendiği belirlenmiştir. Davalı ... ile dava dışı .... söz konusu taşınmazın bulunduğu bölgeden davacıların traktörleri ile köklenmiş ağaçlar ve toprak taşıdıklarını gördüklerinden davalı ... davacılar hakkında şikayette bulunmuştur. Davacılar, hırsızlık suçundan yargılanmış, delil yetersizliğinden beraat etmişlerdir. Bu kez davacılar, davalılar hakkında iftira ve yalan tanıklık suçundan şikayetçi olmuş, davalıların eylemi iftira olarak nitelendirilerek haklarında kamu davası açılmış ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Ne var ki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder nitelikte bir hüküm olmadığından hukuk yargıcı yönünden ortada bağlayıcı nitelikte bir ceza mahkemesi kararı bulunmamaktadır.
Şu durumda, davalı ... ile davacı ... arasında eskiye dayalı husumet bulunması, davalının satın aldığı taşınmazdan toprak alınmış ve ağaçların köklenmiş olması, davacıların bu bölgeden traktörleri ile toprak ve ağaç kökleri taşıdıklarının görülmesi nedenleri ile davacılar hakkındaki şikayetlerinin olağan kuşku ve somut emareye dayalı olduğu sonucuna varılarak istemin tümden reddi yerine, bir bölümünün ödetilmesine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacıların tüm, davalıların öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.