19. Hukuk Dairesi 2016/2885 E. , 2016/12762 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini, sözleşme uyarınca davalının, müvekkili şirkete 20.000 Euro cezai şart ayrıca asgari olarak 20.000 Euro’nun altında olmamak şartıyla mahrum kaldığı kar ve zararı ödemek zorunda olduğunu iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000 Euro cezai şart ile mahrum kalınan kar ve zarara ilişkin olarak şimdilik 7.000 TL"nin fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin sözleşmeyi haklı olarak feshettiğini, davacının zamanında su teslim etmediğini, davacının herhangi bir zararının mevcut olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere, benimsenen bilirkişi asıl ve ek raporlara göre, davalının 5 yıl süre ile yapılmış sözleşmeyi 1. yılında feshettiği ve fesih ihbarnamesinde herhangi bir haklı sebebe dayanmadığı, cevap dilekçesinde su verilmediği iddiasının da sabit olmadığı ve sözleşmeyi haksız yere feshettiği, bu nedenle davacının tazminat talebinde haklı bulunduğu ancak sözleşme kapsamına göre 27. maddesinde belirtilen zarar, ziyan ve mahrum kalınan kar karşılığı tazminat ile 28. maddede 4. maddeye bağlı olarak istenen cezai şart tazminatının aynı mahiyette olduğu, her ikisininde istenmesinin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dairemizin 11/10/2012 tarih, 2012/7076 Esas ve 2012/14897 Karar sayılı ilamı ile; “Taraflar arasındaki 24/08/2007 tarihli bayilik sözleşmesinin 27. maddesinde ‘şirket, bayinin sözleşmeyi ihlali nedeni ile sözleşmeyi feshettiğinde, şirketin uğradığı zarar, ziyan ve mahrum kaldığı kar karşılığı tazminatı asgari 20.000 Euro olarak ödemeyi kayıtsız şartsız kabul ve taahhüt eder..” düzenlendikten sonra 28. maddesinde “yine” sözcüğü ile başlayan “yine bayinin sözleşmeye aykırılığı dolayısıyla sözleşmenin feshine neden olması durumunda 4. maddesinde de cezai şartı ödemeyi önceden kabul etmiştir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda davacının anılan sözleşme hükümleri uyarınca hem kar mahrumiyeti hem de cezai şart isteyeceği gözetilmeden sözleşmenin yorumunda yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dairemizin 09/12/2014 tarih, 2014/10399 Esas ve 2014/17653 Karar sayılı ilamı ile “Dava, kısmi dava şeklinde açılmış olup, bozmadan sonra fazlaya ilişkin kısım yönünden ıslah talebinde bulunulmuştur. HMK’nun 177/1. hükmüne göre, ıslah tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir. Başka bir anlatımla kural olarak tahkikat bitip Yargıtay tarafından bozma kararı verildikten sonra ıslah yapılamaz. Mahkemece bu ilke gözetilmeden geçerli bir ıslah varmış gibi ıslahla arttırılan talep yönünden kesin hüküm oluşturacak şekilde hüküm kurulması ve davacının reddedilen kısım bakımından yargılama gideri ile vekalet ücretine mahkum edilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, 7.000,00 TL üzerinden açılmış davanın 4.929,83 TL"si kabul edilmiştir. Bu durumda davanın 2.070,17 TL kısmı reddedilmiş olup davalı vekille temsil edilmiştir. Hal böyle olunca reddedilen kısım yönünden davalı yararına vekalet ücreti ve kabul-red oranına göre yargılama giderine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerden dolayı davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 29/09/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.