Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/32395 Esas 2012/15442 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/32395
Karar No: 2012/15442

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/32395 Esas 2012/15442 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2011/32395 E.  ,  2012/15442 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Kuşadası İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 11/10/2011
    NUMARASI : 2011/337-2011/436

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için  Tetkik Hakimi tarafından  düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    HUMK"nun 443/4.maddesi gereğince gayrimenkule ve buna ilişkin ayni haklara dair hükümler kesinleşmedikçe icra edilemez. Bu nedenle aynı ilamda yazılı eklentilerin de infazının istenebilmesi için ilamın kesinleşmesi zorunludur. Buna karşılık, gayrimenkulün aynına ilişkin olmayan (gayrimenkul üzerindeki kişisel "şahsi" haklara ilişkin olan) ilamların icraya konulabilmesi için bunların kesinleşmelerine gerek yoktur. Yani, bu ilamlar kesinleşmeden icraya konulabilir.
    Somut olayda, takip konusu Kuşadası 3. Asliye Mahkemesi’nin 10.02.2011 tarih ve 2010/134 Esas, 2011/39 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davaya konu taşınmazın devri için taraflar arasında adi yazılı sözleşme düzenlendiği, bahse konu sözleşme gereğince taşınmazın devrinin mümkün olmaması halinde sözleşmenin feshi ile sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alacaklı tarafından yapılan ödemelerin iadesi istenmiş olup, mahkemece tapu iptal tescil talebinin reddine, sözleşme uyarınca ödenen 53.000.-Euro’nun davalıdan alınarak davacıya iadesine karar verildiği görülmektedir. Bu durumda, taşınmazın aynı ihtilaflı olduğundan ilamda hükmedilen alacağın takibe konulabilmesi için ilamın kesinleşmesi gerekir.
    O halde mahkemece, şikâyetin kabulüne karar verilmesi gerekirken ilamın, taşınmazın aynı ile ilgili bulunmadığı ve kesinleşmeden icra takibine konulabileceğinden bahisle şikâyetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ  : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 07/05/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.