Davacı İ.. İ.. vekili Avukat O.. K.. tarafından, davalı E.. A.. aleyhine 21/11/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeni ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 22/05/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Davalı E.. A.., eldeki tazminat davası sona ermeden önce ceza mahkemesinin 16/04/2013 tarihinde kesinleşen kararı ile 2 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum olmakla yasal kısıtlılık altına girmiştir. T.. K.. 43. ve 513. maddeleri hükümlerine göre aksi sözleşmeden veya işin niteliğinden anlaşılmadıkça vekalet, gerek vekilin gerekse müvekkilin ehliyetinin ortadan kalkması ile son bulur. Böylece avukatının ceza kararının kesinleşmesinden itibaren davalı yasal kısıtlıyı temsil hakkı kalmamıştır. Bu nedenle davalı E.. A.. adlı yasal kısıtlıya T..K.. ’nun 407. maddesi uyarınca bir vasi tayin edilip edilmediği, T.. K.. 471. maddesi uyarınca “özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkumiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayet, hapis halinin sona ermesiyle kendiliğinden ortadan kalkar.” hükmü uyarınca şartla tahliye olup olmadığı araştırılmalı, kısıtlılık halinin devam ettiğinin belirlenmesi durumunda bir vasi tayin edilmemişse öncelikle bu eksiklik tamamlattırılmalı, mahkeme ilamı ve diğer tarafın temyiz dilekçesi vasiye veya vasi tarafından usulüne uygun biçimde vekalet verilen vekile “kanuni süre içinde vasinin veya yetkilendirdiği vekilin mahkeme hükmünü ayrıca temyiz edebileceği," kaydını içerir biçimde tebligat çıkarılmalı ve sonucuna göre işlem yapılmalıdır. SONUÇ: Dosyanın gösterilen nedenlerle ve belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere GERİ ÇEVRİLMESİNE 16/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.