Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, 21/08/2017 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ...’ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin Elazığ 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/01/2015 tarihli ve 2014/648 esas, 2015/71 sayılı kararınının kanun yararına bozulması istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 28.08.2017 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1-Elazığ 2. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 23.07.2009 tarih 2009/189 esas ve 2009/868 karar sayılı kararı ile sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK"nın 191/1, 62, 50/1-a maddeleri gereğince 6000 TL adli para cezasına hükmedildiği, kararın sanık tarafından temyiz edilmesi nedeniyle Yargıtay 10. Ceza Dairesi"nin 03/09/2014 tarih 2011/9823 esas 2014/6472 karar sayılı ilamıyla hükmün bozulduğu,
2- Bozma üzerine yapılan yargılama üzerine sanık hakkında Elazığ 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/01/2015 tarihli ve 2014/648 esas, 2015/71 karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve kararın 19/02/2015 tarihinde kesinleştirildiği anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, «Dosya kapsamına göre, 28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 68. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191. maddesi yeniden düzenlenmiş olup, anılan maddenin 5. fıkrasında “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz." şeklindeki düzenleme karşısında, sanığın incelemeye konu kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçunu, dosya arasında bulunan Elazığ 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 14/04/2008 tarihli ve 2008/277 esas, 2008/238 sayılı kararının denetim süresi içerisinde işlediği anlaşılmakla, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.» denilerek, Elazığ 5. Asliye Ceza Mahkemesi"nce verilen 29/01/2015 tarihli kararın bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 68. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191. maddesi yeniden düzenlenmiş olup, anılan maddenin 5. fıkrasında “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz." şeklindeki düzenleme karşısında, sanığın incelemeye konu kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçunu, dosya arasında bulunan Elazığ 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 14/04/2008 tarihli ve 2008/277 esas, 2008/238 sayılı kararının denetim süresi içerisinde işlediği ve düşme kararı verilmesi gerektiği anlaşılmakla kanun yararına bozma isteği yerindedir.
KARAR: Açıklanan nedenlerle;
Kanun yararına bozma talebine dayanan ihbarnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Elazığ 5. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 29/01/2015 tarih ve 2014/648 esas, 2015/71 karar sayılı “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” ilişkin kararın 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, CMK"nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendi gereğince kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca sanık hakkındaki DAVANIN DÜŞMESİNE, 26.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.